Behcet Beyhan 

DİYARBAKIR ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi, memurlara baskı, sürgün ve mobing uygulamalarına tepki gösterdi. Diyarbakır Aile ve Sosyal Hizmetler il Müdürlüğün önünde yapılan açıklamada konuşan SES Diyarbakır Şubesi  Eş Başkanı Yıldız Ok Orak; "Sosyal Hizmetler; kadın, çocuk, engelli ve yaşlılar başta olmak üzere sosyal hizmetlere ihtiyaç duyan kesimlere ayrımsız şekilde ücretsiz, eşit, nitelikli, kamusal ve anadilinde hizmet sağlaması gereken bir alan olan Sosyal Hizmetler, Sendikamızın ve sendika üyelerimizin esas aldığı sosyal hizmet politikası da tüm demokratik hukuk devletlerinde uygulanan evrensel insan haklarını yücelterek ayrımsız, eşit ve demokratik hizmet vermeyi amaçlamaktadır.

Sosyal Hizmetlerin doğru uygulanmamasındaki sorunların yanı sıra sosyal hizmet emekçilerinin de sorunları gün geçtikçe artmaktadır. Sosyal hizmet alanında yıllardır uygulanan politikalar ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının kurulması ile sosyal hizmetlerin yeniden yapılandırılması kapsamında yapılan uygulamalarla sosyal hizmetler reklam aracı olmuş, kadın, çocuk, engellilerin mahremiyeti ihlal edilmektedir. Vatandaşa verilen sosyal yardımlar sosyal devlet olmanın ilkesi gereği değil mevcut iktidarın oy deposu olarak görülmekte ve mevcut iktidarın vatandaşa sunduğu bir lütuf olarak sunulmaktadır. Tüm sorunların yanında Bakanlığın, liyakatsiz, sosyal hizmet bilgisi olmayan, yerel yöneticilerinin eliyle sosyal hizmet emekçilerinin yaşadığı sorunları çözmek bir yana bunları daha da derinleştirmiştir.

Bu durum, Diyarbakır ilinde yaşanan olayları da dikkate aldığımızda ve Diyarbakır Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünün, Sosyal Hizmet alanında deneyimi ve bilgisi olmayan, bölge hassasiyetini taşımayan bir idare tarafından yönetilmesiyle daha da derinleşmiştir.

Diyarbakır sosyal hizmetler müdürlüğü bir devlet kurumu olmaktan ziyade idarecilerin kendi yakınlarını işe alan bir aile şirketine dönüşmüş durumdadır. Daha nitelikli bir sosyal hizmet için Çalışanların görüş ve önerileri dikkate alınmadığı gibi iş barışını hiçe sayacak uygulamalar yapılmakta, kurumu kendileri değil daha önce çalıştıkları kamu ve özel kurumlarda zimmete para geçirmek suçları olanlar yönetmekte, adeta uzaktan kumanda edilen bir konumda bulunmaktadır.

Kurum idaresi olarak tüm çalışanlara tarafsız davranılması gerekirken, aksine özellikle sendikamız üyelerine yönelik ciddi bir mobing uygulanmakta ve ayrımcılık yapılmaktadır. Yaşanan sorunlara ilişkin defalarca bakanlık ve valilik yetkililerine çağrıda bulunmamıza rağmen bu konuda herhangi bir işlem yapılmamıştır.

Üyelerimiz başta olmak üzere talepleri olmadan il içi kuruluşlara ve ilçelerdeki kuruluşlara görevlendirilen çalışanların açtığı davaların tamamı mahkeme tarafından, yapılan görevlendirmelerin usulsüz ve keyfi olduğu, hukuka uygun yapılmadığı tespit edilmiş ve iptali ile sonuçlanmaktadır.

Diyarbakır Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde yaşanan sorunlar her geçen gün katmerleşmektedir.

İlimizde yaklaşık 5 yıldır açılan çevre ilçelerdeki SHM’lere tüm çalışanlar tarafından talep edilen, sıra ve kura çekme yöntemiyle görevlendirme yapılması talebi görmezden gelinerek, cezalandırma yöntemiyle görevlendirmeler yapılmakta ve iş barışını bozmaktadır. Bu usulsüz ve keyfi görevlendirmelere karşı açılan tüm davalar, idarenin yaptığı işlemin iptali ile sonuçlanmış olup dava masrafları kuruma yüklenmiştir. Burada İdare açıkça kamu kaynaklarını heba etmekte ve kamuyu zarara uğratmaktadır.

Diyarbakır Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüğünde idarecilerin yapıkları yolsuzluklar ve kadına yönelik tacizlere yönelik bir soruşturma açılmazken ya da göstermelik soruşturmalarla sümen altı ediliyorken Kurumda usulsüz ve keyfi soruşturmalar açılmaktadır. 657 sayılı devlet memurları kanunundaki “amire hakaret ve emirleri uygulamama” şeklindeki sihirli (!) ve olabildiğince esneyebilen cümleye istinaden onlarca çalışana soruşturmalar açılmıştır. Ancak kamu malını çalmak, satmak, birlikte çalıştığı kadınlara sözlü tacizde bulunmak nedeniyle haklarında soruşturmalar açılan, üzeri kapatılan veya halen devam eden soruşturmaları olmasına rağmen bu kişilerin, çalışanlara açılan soruşturmalarda çoğunlukla muhakkik olarak görevlendirilmeleri ilginçtir. Soruşturması devam eden bir kişinin, başka bir soruşturmada muhakkik yapılması usule aykırı olmakla birlikte aynı zamanda çalışanlara ceza verilmesi için baskı aracı olarak kullanıldıklarını göstermektedir.

Değerli Basın Emekçileri,

Buradan soruyoruz;

1-Eğitimlere katılabilmek ya da eğitim listelerinden çıkarılmamak için aldığı eğitimin hakkını vermek, işini ve mesleğini doğru yapmak mı yoksa Müdürleri ile iyi anlaşmak mı gerekir?

2-Usulsüz ve keyfi soruşturmalar, görevlendirmeler sonucunda açılan ve idareye karşı kazanılan davaların avukat ve dosya masraflarından oluşan kamu zararı için idareye bir yaptırım uygulanacak mıdır?

3-Kurum bakımında kalan çocukların aileleri, çocuk evlerinin bulunduğu binanın görevlisi, daha önce kurum bakımında olup memur olanların da aralarında bulunduğu birçok kurum çalışanını dolandıran kişi ile ilgili işlem yapılmış mıdır, neden korunmaktadır ve kim tarafından işe alınmıştır?

Sonuç olarak; yaşanan sorunların ve sorduğumuz sorular için yetkilileri göreve çağırıyor ve bunların takipçisi olacağımızı belirtiyoruz. Özellikle Aile ve Sosyal Hizmetler gibi toplum açısından hassas kurumlarda çalışan emekçilerin ve bu kurumdan hizmet alanların hakkını savunmaya devam edeceğimizin bilinmesini istiyor ve herkesi duyarlı olmaya davet ediyoruz" dedi. 

Editör: Haber Merkezi