ANKARA–ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ;  Açlık grevini sonlandıran tutuklulara ilk tıbbı müdahalenin mutlaka hastanede yapılması gerektiğini söyleyen SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, 150 günü aşan eylemcilerin hastaneye nakillerinin önemli olduğunu ve TTB'nin hazırladığı algoritmaya uyulması gerektiğini söyledi.
Cezaevlerinde açlık grevleri bitmesi ardından tutukluların tedavilerine ilişkin birçok hak ihlali gündeme geldi. Bazı cezaevinde açlık grevindeki tutukluların hastaneye sevkleri yapılmazken, hastaneye sevk edilen tutuklularında alınan kan örneklerinin alınması ardından geri götürüldükleri kamuoyuna yansıdı. Türk Tabipler Birliği (TTB), Türkiye İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) aralarında bulunduğu Ankara merkezli oluşturulan kriz masasına da bir çok hak ihlali gelmeye devam ediyor.

Tüm bu yaşananlara dair SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, değerlendirmede bulundu.


‘SAĞLIK BAKANLIĞI HAZIRLIK YAPMAMIŞ’


Açlık grevleri bitimi ardından önce hem Sağlık Bakanlığı hem de kentlerde bulunan İl Sağlık Müdürlükleri, hastane yönetimleriyle iletişime geçmeye çalıştıklarını kaydeden Erden, “Onlarla koordineli bir şekilde çalışmak istediğimizi söyledik ve bu talebimiz bazı yerlerde kabul edildi, bazı yerlerde kabul edilmedi. Açlık grevleri sonlandırılması sonrası maalesef Sağlık Bakanlığı’nın bir hazırlığı olmadığını gördük. Ortadaki planın cezaevlerinde süreci tamamlamak, mümkün olduğunca sevklerin yapılmadan bu sürecin atlatılması planlanmış” dedi.


‘İLK MÜDAHALE HASTANEDEN YAPILMALI’


Açlık grevi eylemini sürdüren herkesin ilk müdahalesinin mutlaka hastane koşullarında yapılması ve değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Erden, şunları söyledi: “Durum belirlendikten sonra tedavi başlamalı. Bunun için bir çok kriter var. Açlık grevinin kaçıncı gününde olduğu, ne kadar kilo kaybettiği, B1 vitaminini ne kadar süre alıp, almadığı, kronik hastalığı var mı yok mu gibi pek çok belirleyen süreci değiştiriyor. Her açlık grevcisi için ayrı ayrı değerlendirme yapmak gerekiyor. Standart bir uygulama yok. Ama şunu özellikle ifade edebiliriz özellikle açlık grevinde 150 günü geçen, ölüm orucunda olanlar için hastaneye sevkler daha ciddi bir hayati önemde daha kritik bir noktada duruyor. TTB’nin hazırladığı algoritmaya uyulması çok önemli. Bazılarının hastane de daha uzun kalması gerekiyor. Tetkiklerin yapılması, değerlerinin ölçümü ardından kilo kaybı yüzde 10’dan fazla ise tedavi ona göre yapılmalı. Bazı tutuklular tabi ki cezaevlerine gönderilebilirler ama bunun kararını hekimler vermeli. Herkesin şu kadar gün hastane de kalması gerekiyor denemez. Kişinin açlık grevindeki süresine, doku tahribatına ve hastalıklarına göre bu kalma süreleri belirlenir. Tüm süreçlerin tamamıyla sağlık hakkı ve yaşam hakkını gözeten bir yerden yapılması gerekiyor."


'CEZAEVİNDE TEDAVİ İNSAN HAKLARINA AYKIRIDIR'


Cezaevlerinde yapılan müdahalelerde geri dönülmez sonuçlar ortaya çıkma riski olduğuna dikkat çeken Erden, Türkiye'nin açlık grevlerine dair kötü tecrübelerinin olduğunu hatırlatarak, “2000 yılındaki ölüm sorucu ve açlık grevi sonrasında yapılan yanlış tedavilerin sonuçta kalıcı hasarlara sebep olduğunu biliyoruz. Bunlara çok dikkat edilerek hareket edilmeli. Cezaevi koşullarında yapılması mümkün değil. Cezaevi koşullarında tedavi temel insan haklarına da aykırıdır. Açlık grevine dahil olan herkesi uygun koşullar sağlanarak  sevklerinin yapılması ve tedavilerinin başlaması gerekiyor" diye ekledi.


'HAZIRLANAN ALGORİTMAYA UYULMUYOR'


Pek çok cezaevinden hak ihlali haberinin geldiğini söyleyen Erden, özellikle Şakran, Tekirdağ, Mersin ve Patnos, Urfa cezaevlerinde kendilerine de yoğun şekilde hak ihlallerinin yansıdığı ve tutukluların tedavilerine dair sıkıntılar olduğu bilgisi geldiğini paylaştı. Açlık grevindeki tutuklulara kelepçeli muayenenin de dayatıldığını söyleyen Erden, “Sevklerin ringlerle yapıldığı, ringlerde uzun süreli tutulduğu, hastaneye götürülüp, kanları alındıktan sonra yeniden cezaevine götürülme, cezaevlerinde yağlı, salçalı yemekler çıkması. Hazırladığımız algoritmaya uyulmadığına dair sorunlar tarafımıza ulaşıyor” bilgilerini paylaştı.


Sorunlara dair ilgili kurumlara ulaşmaya çalıştıklarını ancak ulaşamadıklarını da söyleyen Erden, “Bakanlıkla konuya dair temas kuramadık. Hastane müdürleri, cezaevleri müdürleriyle temas kurmaya çalışıyoruz ama yeterli olmuyor. Benzeri pek çok sıkıntı yaşanıyor. Bu sürecin gelinen noktada olumsuzluk yaşanmadan, sağlık durumları ilgili bir sorun yaşanmadan tamamlanması çok önemlidir.”


'BAKANLIKLAR BİZİMLE TEMAS İÇİNDE OLMALI'


Adalet ve Sağlık bakanlıklarına çağrıda bulunan Erden, “Her iki bakanlığında koordineli çalışması gerekiyor. Adalet Bakanlığı’nın cezaevlerine gerekli uyarıyı yapması ve Sağlık Bakanlığı’nın da evrensel ilkeler doğrultusunda yaşam hakkı noktasında hareket etmesi gerekiyor. Adalet ve Sağlık Bakanlığı’nın dünden bugüne yaptığı uygulamalar hem kendi iç hukuklarına hem de evrensel insan haklarına aykırı. Suç işliyorlar. Adalet ve Sağlık Bakanlığı sağlık emekçileri ile koordineli bir çalışma yürütmeli, bizimle temas kurmaları önemli” ifadelerinde bulundu.


MA / Berivan Altan








Editör: Haber Merkezi