TÜİK’in yayımladığı veriler, OSB ve diğer sanayi tesislerinin ve termik santrallerin kullandığı su miktarını çok aşan bir oranda kaçak yeraltı suları ile sağladığı bilinmesine karşın dikkate dahi alınmadığı görülmektedir. Örneğin şişelenmiş su satan şirketlerinin aldığı izinlerde belirtilen su miktarlarının üretimlerinin çok küçük bir bölümünü içerdiği yaptıkları satış miktarlarından anlaşılabilmektedir

AKP iktidarı döneminde Türkiye’nin dört bir yanında binlerce HES, Baraj ve gölet inşa edildi. Büyük çoğunluğu enerji üretimleri nedeniyle yapılırken bir kısmı ise tarımsal sulama gerekçesiyle inşa edildi. Sulama vb. nedeniyle inşa edilmiş olan birçok baraj ve gölette ki sular ise termik santrallerin kullanımına sunuldu. 1000MW gücünde bir termik santralin 1 saatte kullandığı su miktarı 7 bin M3. Türkiye de yaklaşık 50 bin MW gücünde termik santral şu an faaliyette ancak kapasitelerinin tamamını kullanmadıkları biliniyor. Bu nedenle termik santraller için (kömür ve doğalgaz) üretmedikleri kapasite miktarları için AKP hükümeti yıl başından bu yana kw başına ödeme yapmaya başladı.

TÜİK verileri!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından geçtiğimiz günlerde yayımlanan Sektörel Su Kullanımı İstatistikleri 2016 yılında su kaynaklarından toplam 17.3 milyar m3 su çekildiğini raporluyor. Belediyeler 4.250.463,14 M3, köyler 117.040,33 M3, İmalat sanayi 1.677.278,91 M3, Termik santraller 8.474.339,48 M3, Organize sanayi bölgeleri 220.990,63, Maden işletmeleri 144.250,90 M3 olarak belirtilmiş. Ancak bu verilerin doğru olmadığını çok iyi biliyoruz. Örneğin organize sanayi içinde veya dışında olan fabrikalar yüzbinlerce izinsiz sondaj ile yeraltında su çektiği, akarsulardan yine izinsiz su aldığı bilinmektedir. Hazırlanan raporda sektörler arası su transferleri açıklanan veriler içinde yer almadığı raporda belirtiliyor.

TÜİK verileri gerçek değil!

TÜİK, elde ettiği verileri belediyelerden, 50 ve daha fazla kişi çalıştıran imalat sanayi işyerlerinden, kurulu gücü 100 MW üzeri olan termik santrallerden, altyapısı tamamlanmış OSB müdürlüklerinden ve Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne üretim bilgisi veren ve yeni ruhsat talebinde bulunan maden işletmelerinden derlemektedir. Yukarıda belirttiğimiz ve bilgisi verilen OSB ve diğer sanayi tesislerinin kaçak su sondajları bu verilerin içinde olmadığı gibi örneğin su şirketlerinin aldığı izinlerde belirtilen su miktarlarının üretimlerinin çok küçük bir bölümünü içerdiği yaptıkları satış miktarlarında net görülebilmektedir. Köyler diye belirtilen rakam içinde Su Birliklerinin kullandığı ve akarsulardan alınan tarımsal su miktarlarının olmadığı verilerden anlaşılmaktadır. Sanayi tesislerinde kullanılan devasa miktarda ki kaçak sondaj sularının termik santrallerde de kullanıldığı bilinmektedir.

Yeraltı suları gerçeği gösteriyor

Büyük kentlerde özellikle sanayi kentlerinde yeraltı sularının son yıllarda korkunç seviyelere çekildiği bilinmektedir. Örneğin Bursa’da 15 yıl önce 10-20 metrelerde olan yeraltı suları bugün 500 metrelere gerilemiştir. Bunun başlıca ve en önemli nedeni kaçak su kuyularıdır. Trakya’da da benzer durum yaşanmaktadır. Bölgede yeraltı suları bazı yerlerde 400 metrelere gerilemiştir. Bu örnekleri tüm Türkiye’ye bakıldığında ortaya çıkacak su verileri yakın geleceğimizin tehdit altında olduğunu gösterecektir. İklim değişiminin sonuçlarını yaşadığımız bu günlerde barajlarda ki su miktarlarının ciddi su krizlerinin eşiğinde olduğumuzu göstermektedir. Suyun ticari bir meta olarak ele alınıyor olması yaşamı tehdit eden en önemli sorundur. Suyu sermaye hizmetine koşan AKP iktidarının politikaları artık yaşamın düşmanı haline gelmiştir. kaynak. ÖDG
Editör: Haber Merkezi