90’lı yıllar, biz insan hakları savunucuları açısından unutulmayacak derecede acı bir dönemdi; nerdeyse her gün, bir ölüm, bir kayıp haberi alıyorduk.<br /> Gazeteciler, insan hakları savunucuları, doktorlar, avukatlar, işçiler, her meslekten muhalif insan, yaşlı, çocuk demeden yok ediliyordu.<br /> İsim isim biliyorduk; kaldı ki onlarda zaten kendilerini gizlemiyorlar ve savunuyorlardı yaptıklarını…<br /> O dönemin en bilinen isimlerinden ikisi de, Tansu Çiller ve Mehmet Ağar’dı.<br /> <br /> 1996 yılında, hepimizin bildiği gibi Susurluk’ta bir “kaza” oldu; bu kazanın içinden, ‘DERİN DEVLET’ çıktı.<br /> Ölenler arasında bir suçlu katil, bir polis müdürü, bir işbirlikçi ajan vardı.<br /> Suçlu katilin ismi, Abdullah Çatlı idi.<br /> <br /> Google’a girip baktığımızda, şoför yazıyor Çatlı için: “…Derin devlet ajanı, kontrgerilla mensubu. Türkiye’de çeşitli cinayetlerden yargılandı. 12 Eylül’den sonra yurtdışına kaçtı. Uyuşturucu kaçakçılığı nedeniyle yargılandı. Kaldığı hapishaneden kaçtı. 1996’da Susurluk kazasında öldü…”<br /> <br /> Abdullah Çatlı’yı biraz daha hatırlayalım; 1978’de Hacettepe Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Bedrettin Cömert ve aynı yıl Ankara’da katledilen 7 TİP’li öğrencinin de katili olarak tanınıyordu.<br /> Tansu Çiller, 1997’de yaptığı bir konuşmada şunları söylüyordu; ‘Susurluk’a sahip çıkıyoruz!’ Çatlı için ise; ‘Devlet adına kurşun atan da, kurşun yiyen de kahramandır’ diyordu.<br /> Peki, AKP ve Tayyip Erdoğan Susurluk için ne demişti?<br /> <br /> 2002’de yaptığı bir konuşmada, ‘Susurluk olayının ortada bırakıldığını’ söylüyor ve ‘tarih hiçbir şeyi ortada bırakmaz’ diyordu.<br /> Yıllar sonra yine AKP adına konuşan, başbakan Davutoğlu ise, o dönemi, ‘Beyaz Toroslar’ dönemi olarak adlandırıyor ve eleştiriyordu.<br /> Ancak geçtiğimiz gün, AKP’nin Yenikapı mitinginde Tansu Çiller’i gördüğümüzde, tüm bu geçmişi bir kez daha düşündük.<br /> AKP, Mehmet Ağar ve Çiller’i bir araya getiren, ‘Milli şuur’ neydi?<br /> <br /> Acaba Susurluk’un arkasındaki gerçeğin hala açığa çıkarılmamış olması olabilir mi?<br /> İşte bu soruya verilecek cevap, 24 Haziran seçiminin belirleyicisi olacak<br /> Aydınlanmamış cinayetleri savunan, ‘kirli figür’ler hala rahatça ortada görünüyorsa, sorun büyük demektir.