Uzun bir zamandır AKP, MHP iktidarınca uygulanan ve Türkiye toplumunda da tüm toplum tarafından olmasa da büyük çoğunluğun onayıyla desteklenen, Kürtlerin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş belediyelere iktidarın hukukî ve yasal dayanaklar bulma çabasına dahi girmeden kayyum atadığı (gasp ettiği) belediyeler, Kürt toplumunda tepkiyle karşılanıyor. Barış masası taraflarca terk edilmesiyle tekrardan başlayan çatışma ortamı Kürt toplumunda bir arada yaşamaya olan inancın zayıflamasını ve kardeşim acı çekmemden rahatsız değil algısı Kürt toplumunda kırılmalara, biz, onlar söyleminin çokça dillendirilmeye başladığını görüyoruz.


 Toplumunun bu yanı başında yaşanan haksızlıklara onay verdiği anlamına mı geliyor? Toplum neden sesiz kalıyor?  Toplum yükselen faşizmden nasibini sessizleşerek mı, ortaklaşarak mı alıyor?. Yanı başında yaşanan haksızlığa ve savaşa neden güçlü bir muhalefet ortaya çıkmıyor? Toplum psikolojiydi ne durumda?
Kitle psikolojisi algı yönetimi odaklı siyaset ve liderlerce toplumun yönlendirildiği gerçeği var neredeyse toplumun yarısından fazlasının onayıyla uygulanan bu siyaset toplumunda nasıl tahribatlara yol açıyor.
"kalabalıkta her duygu ve her davranış bulaşıcıdır, hem de ileri derecede bulaşıcıdır "der Sigmunt Freud kitle psikolojisini incelerken, bilinçli kişiliğin kaybolarak, bilinçsiz kişiliğin hakim olduğu, telkine açık, direktifleri yerine getirme eğilimi yüksek bir birey ortaya çıkar der. Birey kendi çıkarlarını ya da kimliğini kitle çıkarları kitle kimliğine feda eder birey analiz yetisini kaybeder. Liderler, devletleler politikacılar politikalarını yürütmek kitleyi harekete geçirmek için toplumsal travmalardan bunun için seçilmiş travmalar ya da seçilmiş zaferleri kullanırlar bazen tetikleyici bir görsel bile olabilir. Toplum psikolojisinde yoğun olarak ortaya çıkan bölünme fobisi toplumun travmatik geçmişinde Osmanlı'nın son dağılma dönemi, kurtuluş savaşı, devletinin kuruluştan sonraki siyasal toplumsal hayatı kesintiye uğratan 10 yıllık aralıklarla yaşanan 3 darbe toplumun taravmalarıdır. 15 temmuz darbe kalkışması toplumun doğal dinamiklerini derinden etkilemiş, toplumsal beka için demokrasi insan hakları özgürlükler gibi topluma nefes aldıracak ve normalleşmeyi insan haklar liderler siyasetçiler tarafından seçilmiş travmaların tetiklenmesiyle anti demokratik yasalar ve tutumlar toplumunun önemli bir kısmı tarafından onay görmüş desteklenmiş. AKP iktidarı arkasına MHP gibi ırkçı güçlerinde alarak Kürtler ve Kürt halkının hakları konusunda toplumsal mutabakatı sağlamaya çalışmıştır.


Biz ve onlar söylemi kitleleri her kete geçirmek ortak bir amaç uğrunda bir araya liderlerin kullandığı basit yöntemlerden seçilmiş travmaların tetiklenmesi, toplumun" gerçek açlığı" ortadan kalkar gerçekle ilizyon ayıt edilemez gerçek olmayan gerçekten daha çok yer verilir birey, kitlede kimliğini kaybeder tek başına rasyonel kimliği farkındalığı yüksek birey uyaranlarla artık kitledeki yığın olur kurban olur.6'7 Eylül olaylarında komşuluk yapan insanların komşunun evini dükkanını yağmalayan insana dönüşmesi vb. pek çok örnek var.

Birsen Güneş'in ilk kitabı çıktı! Birsen Güneş'in ilk kitabı çıktı!


15 temmuz darbe girişimi sonrasında AKP, MHP iktidarı baskıların önünü açmak için sindirme uygulamaların kabul görmesi toplumsal psikolojinin faşizme everilmesi için Kürtler ve hakları söz konusu olduğunda hipnotize olmuş bir biçimde, topluma bölücü terörist, dilinden başka bir dil bilmeyen faşizan politikacının ortağı bir toplum yaratmaya gitmiştir. travma geçmişi olan toplumlar politik propagandalar daha çok etkilenirler. AKP  MHP iktidarı algı yönetimi odaklı siyaseti kendi kitlesini ve kültürünü (kültürsüzlük)ve insan tipini yaratmıştır son 20 yılda lümpen ,taşra tabanlı milliyetçi eğitimsiz bir tip yaratmış ve bu tip toplumu yönetmeye başlamıştır. Milliyetçi eğitimsiz bir tip yaratmış ve tip toplumu yönetmeye başlamıştır. Toplumun empati kurma diyalog önyargılardan arındırılma demokrasi eşitlik insan hakları gibi insani ve toplumsal değerler yok edilmiş toplumun ortak değerlere sahip çıkma refleksi kalmamıştır.

Sonuç olarak diyebiliriz ki dünyadaki küresel kriz nedeniyle otoriter rejimler ve liderlerin ön planda olması toplumun güçlü lider bireyinde sisteme entegre olma garanti edilmiş, gelir seviyesi isteği, algı odaklı siyasetle birlikte okunmalıdır. Toplumda iktidara yamanmış bir birey toplumun önemli bir kesimini oluşturmuştur. İktidarca kullanılan uyarılanlar toplumda azımsanmayacak bir toplumsal dejenerasyona yol açıyor. Toplumun ve bireyin yaşamına etkisi her alanda kendini gösteriyor.