<br /> <br /> <br /> <div><strong>ANTEP-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ</strong>: İmece usulüyle yaptıkları sac ekmeğiyle ekonomik krize meydan okuyan kadınlar, kültürel mirasında taşıyıcılığını yapıyor.</div><br /> <div></div><br /> <div><strong>JIN NEWS'in haberine göre;</strong> Günümüzde hala köy ve kimi yerleşim yerlerinde tercih edilen sac ekmeği, özellikle geleneksel sofra kültürünün vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Kürt, Fars, Arap ve Azeri halklarının ortak kültürel mirası olan sac ekmeği diğer adıyla nanê tenûrê, iktidarın yanlış politikaları, ekonomik krizden kaynaklı tarımın bitme noktasına gelmesi ve sanayi tipi fırınların köylerde de gelişmesi sonucu geçmişe oranla daha az üretilse de, uzun süre muhafaza ediliyor olması, daha lezzetli ve ekonomik olmasından kaynaklı sofralardaki yerini koruyor.</div><br /> <div></div><br /> <div>Geçmişten günümüze taşınan sac ekmeği Antep’te de yaşatılmaya devem ediyor. İslahiye’ye bağlı Haltanlı (Xolto) köyünde kadınlar, imece usulüyle yaptıkları ekmeklerle hem ekonomik krize meydan okurken hem de kültürel bir mirasın taşıyıcılığını yapıyorlar.</div><br /> <div></div><br /> <div><strong>Ekonomik krize sac ekmeği ile meydan okuyorlar</strong></div><br /> <div></div><br /> <div>Köy sakinlerinden Nimet Doğan ekmeğin ekonomik krizde ev ekonomisi açısından önemli bir katkı olduğunu belirterek, “Bin bir türlü zahmetle ve emekle yapılan ekmek biz kadınların dayanışması birlik ve beraberliği sayesinde bir kaç aylık yetecek kadar elde edilir” diye ifade etti. Nimet, haftada bir yaptıkları ekmeği ekonomik krizden kaynaklı ayda bir yaptıklarını söyleyerek, sac ekmeğinin ekonomik krizden bir kurtuluş olduğunu vurguluyor. Kadınların birlikte yaptıkları ekmeğin, kadın dayanışmasını da güçlendirdiğine değinen Nimet, “Kadınların birlik olup aşamayacağı hiç bir kuvvet yoktur” sözleri ile özetliyor.</div><br /> <div></div><br /> <div><strong>Ekmeğin kutsal görüldüğü topraklar </strong></div><br /> <div></div><br /> <div>Ekmeğin kendileri için bereketi, kadını simgelediğini belirten Sibel Özer ise ekmek yapımındaki ortaklaşmanın düğün, cenaze yemeklerinin birlikte yapılması acıya ve mutluluğa ortak olunmasının da önünü açtığını söyleyerek, "Hayat pahalılığı çiftçiyi, kadınları çok etkiledi. Kadınlar her türlü şeye maruz kaldığı için kadın bilinçlenirse çocuklarımız bilinçlenirse birlik olursak aşamayacağımız hiç bir engel yoktur" dedi.</div><br /> <div></div><br /> <div><strong>‘Köy yaşamı en büyük avantajımız’</strong></div><br /> <div></div><br /> <div>Köyde yaşamanın en büyük avantaj olduğunu söyleyen Kamer Doğan, emekli maaşıyla geçinmelerinin mümkün olmadığını belirterek, köylerinde olmayan alt yapıya bile vergi verdiklerini sözlerine ekliyor. Kamer, “Ülkede ekonomi yerlerde. Hükümetin gözünde kadınlar olarak en alt sınıfız. Kadınlar hep ezilen kısım. Kadınlar erkeğe mahkum bırakılıyor” diye vurguladı. Kamer, kadınların yaşamın her alanına katkı sunduklarını ve en çok erkeğin bulunduğu siyaset alanı içinde de yer almaları gerektiğini savunan kadınlardan. Böyle düşündüğü için, Halkların demokratik partisi (HDP) İslahiye eşbaşkanlığı görevini üslenmiş, dayanışmaya inanan Kamer, “Sofrada yufka ekmek şarttır. Kadının kültürünün bir parçasıdır. Yağmur çamur dinlemeden yapılan ekmek kadın dayanışması sayesindedir. Ekonomiye en güzel katkı kadınların dayanışma içinde yaptığı ekmektir" diye ifade etti.</div>