<br /> <div class="offset-top-20 spot">9 Mayıs 1904 yılında Almanya’da doğan Arjantinli fotoğrafçı Grete Stern, 1930 ve 1940’larda dönemin kadını baskılayan ortamına çektiği ve kolajladığı fotoğraflarla cevap verdi.</div><br /> <div class="post-meta offset-top-20"></div><br /> <div class="offset-top-12"><br /> <br /> Grete, kadınların eğitim almasının pek istenmediği dönemde sanat alanında başarılı bir eğitim veren Bauhaus Okulunda fotoğrafçılık eğitimi aldı.<br /> <br /> Sol hareketlere sempati duyan Grete, Nazilerin 1933’te yaşadığı kenti işgal etmesi üzerine Almanya’dan ayrılarak Londra’ya gitti.<br /> <br /> Bertolt Brecht, Helene Weigel , Karl Korsch ve Paula Heimann gibi ‘Alman sürgünleri’ni fotoğraflayarak portre çalışmaları yaptı.<br /> <br /> 1935 yılında kendisi gibi fotoğraf sanatçısı olan Horacio Coppola ile evlenerek Arjantin’e yerleşti.<br /> <br /> Grete ve Horacio 1935 ekim ayında Buenos Aires’e gidişlerinin ardından kısa bir süre sonra Arjantin’de modern fotoğrafçılığın ilk sergisi olarak kabul edilen ortak bir sergi açtı.<br /> <br /> Grete, 7 Mart 1936’da kızı Silvia’yı dünyaya getirdi.<br /> <br /> 1937-1941 arasında Stern ve Horacio, Buenos Aires’te bir fotoğraf, grafik tasarım ve reklam stüdyosu işletti.<br /> <br /> 1943’te portrelerden oluşan Buenos Aires’teki ilk kadın sergisini açtı.<br /> <br /> Keskin stili onu yaşadığı dönemde erkek egemen bir toplum olan Arjantin’de yaygın olan fotoğraf anlayışından sıyırdı.<br /> <br /> Grete ve Horacio evlerini Avrupa’dan gelen Yahudi ve siyasi sürgünlere açtı.<br /> <br /> Soykırımdan kaçan entelektüeller ve sanatçılarla birlikte bir dizi destek, çalışma ve kültürel faaliyette bulundular.<br /> <br /> Aynı zamanda evin konukları Grete’nin fotoğrafları için model oldu.<br /> <br /> 1940 yılında çiftin ikinci çocukları Andrés dünyaya geldi. Ardından Grete ile Horacio 1941 yılında ayrıldı.<br /> <br /> Reklam, mimari ve grafik tasarım alanında da çalışan Grete’nin eserleri dönemin entelektüelleri için arşiv niteliği taşıdı.<br /> <br /> 1948-1951 yılları arasında Grete’in avantgarde ruhunu gösteren yaklaşık yüz elli fotoğraf dizisi serisi oldu.<br /> <br /> Bu fotomontajlarda Arjantin toplumunda kadınların baskı ve teslimiyetlerini alaycı ve gerçeküstü imgelerle tasvir etti.<br /> <br /> Fotontontaj, Grete’in egemen değerler hakkındaki fikirlerini ifade etmesi için ideal bir yoldu.<br /> <br /> 1959’dan, 1970 yılında emekli olana kadar çalıştığı Museo Nacional de Bellas Artes’de (Ulusal Güzel Sanatlar Müzesi) bir fotoğraf atölyesi hazırladı ve yönetti.<br /> <br /> Orada çok sayıda sanatçı ile bir araya geldi ve portrelerini belgeledi.<br /> <br /> Oğlu Andres’in 1965 yılında intihar etmesiyle ileriki dönemlerde de sık sık tekrarlayacak bir depresyona girdi.<br /> <br /> 1972’de ABD, İngiltere, Fransa, Yunanistan ve İsrail’e giden Grete ardından Nazi işgalindeyken ayrıldığı Almanya’ya döndü.<br /> <br /> 1975’te Berlin’deki Bauhaus-Archiv, savaştan sonra Grete’nin çalışmalarını içeren ilk fotoğraf sergisini organize etti.<br /> <br /> 1993’te Essen’deki Folkwang Müzesi orijinal negatifleri ve eserlerinin geniş bir bölümünü satın aldı ve çalışmalarının kapsamlı bir sergi ile sundu.<br /> <br /> Portre ve manzara çekimleri yaparak stüdyo çalışmalarına 1980 yılına kadar devam eden Grete yaşadığı görme problemleri nedeniyle aynı yıl çalışmalarını durdurmak zorunda kaldı.<br /> <br /> Fotoğrafçılığın kendisi için bir anlatım biçimi olduğunu ifade eden Grete buna ilişkin şunları söyledi:<br /> <br /> “Fotoğrafçılık bana büyük mutluluk verdi. Çok şey öğrendim ve söylemek ve göstermek istediğim şeyleri söyleyebildim.”<br /> <br /> Grete Stern, 24 Aralık 1999’da Buenos Aires’te doksan beş yaşındayken hayatını kaybetti.<br /> <br /> <b><i>Kaynak: <a href="https://gazetekarinca.com/2017/09/eril-zihniyetin-kaliplarini-fotograflari-ile-yikan-bir-kadin-grete-stern/" target="_blank" rel="noopener noreferrer">Gazete Karınca</a></i></b><br /> <br /> </div>