HASRET Parise yağmur yağıyor Paris, saçından topuğuna karanlık Paris sırılsıklam ıslak bu gece Parisin yağmurları Fıratı coşturan yağmurlara benzemiyor Ne reyhan kokuyor gece, ne taze toprak Sadece yanmış plastik kokusuna benzer ağır bişeyler yakıyor genzimi Ve iki kaşımın arasında, tam ortasında alnımın zonkluyor bir damar Neredeyse kopmak üzere Parise yağmur yağıyor Karanlık kaldırımlarından Parisin kapkara sular akıyor Yıldızlarda küsmüş bu gece ay küsmüş Kapkara bi adam kara küçük bir eli hapsetmiş avucunda Aşk ıslak duvarların ardına çekilmis ağlıyor Bir bilinmeyene yürür gibi sarhoş gecenin içinde şafağa yürüyorum Yoldaşim pusu Bir bahar dalı kırılmış içimde kuş cıvıltısında erik çiçeginde İnce bir sızı gibi koyup gitmiş duygular Sadece bir isyan çiçegi kalmış Derinlerde bir yerlerde soluk alıp vermede can Soluk alıp vermede bir dal kırmızı nar çiçegi Yapma, bakma öyle, incitme gözlerimi Gözyaşların çagil çagil yüreğime akıyor Ter içinde sırılsıklam bedenim ağlıyor Üsüyor gözlerimde kalan son ayrılık Bu gece Fıratın azgın sularına düşmüş kimsesiz bir çocuk gibiyim Öyle yalnız şu koskoca dünya içinde birbaşima Ahhh acımasız bir sonbahar fırtınasında yitirdim şahinimi Yitirdim yüreğimin sevgilisiydi Amacımın yoldaşiydı Gözümün bebeğiydi ahhh gitti Bir daha gelmeyecek artık bir daha gülmeyecek artık Üsümüs elleriyle okşamayacak saçlarımı Her çatildiginda kaşlarım sarılıp birdenbire belime yüzüme bir öpücük konduruveripte kaçıvermeyecek Ahhh daye demeyecek artık Parise yağmur yağıyor Uzadıkça uzuyor sızım sızım sızlayan gece Bu gece sahipsiz ayrılıklardayım Paramaparça hasretim yüreğim paramparça Ve tam kalbimin ortasında zonkluyor bir damar Neredeyse kopmak üzere neredeyse infilak edecek bedenim Kapkara bir yağmur yağıyor parise..
Editör: Haber Merkezi