Kamu Emekçileri Konfederasyonu (KESK) özellikle son bir haftadır sürekli artan döviz kuru ve ekonomide yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Yapılan yazılı açıklamada yaşanmakta olan krizin görünen nedeninin ABD ile restleşme olsa da asıl nedeninin ranta dayalı ekonomik politikların tıkanması olduğu ifade edildi. Açıklamada ekonominin daha da kırılgan hale gelmesinin nedeni olarak 24 Haziran seçimleri sonrasında; ‘yeni rejimin ortaya çıkardığı belirsizlikler’, ‘24 ay süren OHAL hukuksuzluğunun kalıcılaşması’, ‘kamu kurum ve hizmetlerinde liyakat ve kanunilik ilkesinin terk edilmesi’, ‘genel olarak hukuk devleti ilkesinin yaygın bir şekilde ihlal edilmesi’ olarak gösterildi. Uygulanan ekonomi uygulamalarının bütçe açıklarına neden olduğu belirtilen açıklamada, üretim ve tüketimdeki dışa bağımlılığın ise dış ticaret açığının rekor seviyelere ulaşmasına yol açtığı ifade edidi.

YENİ MODELDE EMEKÇİLER YOK


Ekonomiye duyulan güvensizliğin son bir haftadaki ‘döviz krizi’ ile birlikte saman alevi gibi yayıldığına dikkat çekilen açıklamada, “Bu yangının alevi de samanı da AKP politikalarıdır” denildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın duyurduğu “100 günlük icraat metni” ve Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın geçtiğimiz günlerde açıkladığı “Yeni Ekonomi Modeli”nin (YEM) ekonomik krize yönelik bir çözüm sunmadığı kaydedilen açıklamada,  “YEM’in en büyük yalanı “katılımcı” bir model olduğu iddiasıdır. Günlerdir sermaye ile toplantı üzerine toplantı yapılmasına rağmen bir kez olsun emekçilere tek bir soru sorulmamıştır. Bu model %1’in modelidir, içinde %99 yoktur”.

HİPER ENFLASYONLA YOKSULLAŞMA HIZLANACAK


Açıklamada, emekçilerin gelirlerinin önemli bir bölümünü kira, gıda ve ulaşım gibi kalemlere harcayacağından daha da yoksullaşacağına dikkat çekildi.  Döviz kurlarında yaşanan hızlı yükselişin işçiler, kamu emekçileri, emekliler ve işsizlere yansımalarının ise çok boyutlu olduğu belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Tedbir alınmaması halinde döviz kurlarındaki artışın sonucunda bugüne kadar gerçekleşen enflasyon ve faiz artışlarında ivmenin daha da hızlanması olasıdır. Yaşanan krizin etkisiyle “daha yüksek” veya “hiper” enflasyon durumunda bu yoksullaştırma eğiliminin hızlanacağı bilinmelidir. Enflasyon farkı almak reel zam almamaktır. Ayrıca enflasyon farkının enflasyon yaşanan dönemde değil sonrasında verildiği görülmelidir. Yani enflasyonu peşin yaşayan emekçiler “farkını” izleyen dönemde geciken bir şekilde almaktadır”.

EMEKÇİLERİN TALEPLERİNİ DİKKATE ALIN


acil demokratikleşme vurgusu yapılan açıklamada, “Kemer sıkma amacıyla “acı reçete” peşinde olan iktidar cenahını uyarıyoruz. Çözüm ve reçete arayışında iseniz emekçilerin temel taleplerini dikkate alın” denildi. KESK, tüm emek ve demokrasi güçlerine de krizi yaratanların krizin faturasını emekçilere, ezilenlere çıkartma girişimlerine ve saldırılarına karşı birlikte mücadeleye yürütmeye çağırdı.

ASGARİ ÜCRETLİNİN KAYBI DOLAR BAZINDA YÜZDE 42


Açıklamada, emekli ve asgari ücretlerin yoksullaşmasının diğer emekçilere göre daha derin olduğuna dikkat çekildi. Emekçilerin, emeklilerin ve asgari ücretlilerin  yılbaşından bu yana döviz kuru etkisiyle kayıpları ise şöyle:

-Kamu emekçilerininDolar bazında yüzde 18, Euro bazında yüzde 11 olarak gerçekleşti.

-Emekliler için kayıp Dolar bazında yüzde 37 iken, Euro bazında ise yüzde 32 oranında.

-En büyük kayıp sabit ücretli olan asgari ücretliler de. Temmuz ayında ortaya çıkan “enflasyon açığı” nedeniyle asgari ücretlilerin kaybı dolar bazında yüzde 42, Euro bazında ise % 37.

İŞTEN ATMALAR YASAKLANSIN


Açıklamada, ‘döviz krizinin’ olumsuz etkileri nedeniyle ortaya çıkan gelir kayıplarının azaltılması için acil bir eylem programı açıklanması istendi. KESK’in bu süreçte taleplerinden bazıları ise şöyle:

-Olası işten atmalara karşı işten çıkarmaların yasaklandığı ilan edilmelidir.

-İç ve dış politikada çatışma ve savaş söylem/pratiği terk edilmeli ve barış politikası savunulmalıdır.

-Kamu kurumlarında evrensel hukuk hükümleri, anayasa ve yasalarla koruma altında olan haklara yönelik saldırılar derhal durdurulmalıdır. OHAL fırsatçılığıyla hukuksuzca ihraç edilen kamu emekçileri derhal işlerine iade edilmeli.

-Kamu hizmetlerinde, atama ve terfilerde, disiplin hükümlerinin uygulanmasında “olağan hukuka geri dönülmelidir.

-2018 ve 2019 Yıllarını Kapsayan 4. Dönem Toplu Sözleşmede, ücret hükümleri yeni enflasyon hedefi ve son döviz krizi nedeniyle geçersizleştiğinden geriye dönük kayıplar karşılanmalı, enflasyon hedefinin üzerinde gerçekleşen enflasyon verileri dikkate alınmalıdır.

-Varlık fonu, Kredi Garanti fonu, Savunma Sanayi Fonu gibi kamuoyu denetimi dışına “kaçırılmış” uygulamalar sonlandırılmalıdır.
Editör: Haber Merkezi