Habibe Eren

BURSA - Kurdistan’dan Türkiye’nin çeşitli kentlerine giden mevsimlik işçiler kilometrelerce ötede sömürü ve yoksulluk altında her an ölümle burun buruna çalışıyor. Güvenceden yoksun olan işçiler arasında kadın ve çocuk sömürüsü ise daha ağır.

Riha’dan (Urfa) Bursa'nın İnegöl ilçesine gelen mevsimlik işçi olan ailenin 4 yaşındaki çocukları Esmanur Solmuş’un tarlada uyuduğu sırada tarla sahibinin kullandığı aracın çarpması sonucu yaşamını yitirmesi, mevsimlik işçilerin durumunu bir kez daha gözler önüne serdi. Mevsimlik işçiler, neoliberal tarım programları, bölgede çalışma alanlarının sınırlı olması, kırsal alanda toprak dağılımının eşitsizliği, Kürt sorununun çözümsüz bırakılması ve köylerin devlet tarafından zorla boşaltılması nedeniyle kentlere yapılan zorunlu göçler nedeniyle doğdukları topraktan kopartılarak kilometrelerce ötede geldikleri bölgede ölümle yüz yüze çalışıyor.

Emek sömürüsünün ve ağır çalışma koşullarının sistematikleştiği, iş cinayetlerinin de giderek arttığı söz konusu alanda kadın ve çocukların durumuna ise ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Dünya Çalışma Örgütü'ne (ILO) göre dünyada yaklaşık 400 milyon mevsimlik tarım işçisi bulunuyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın (ÇSGB) raporlarında ise Türkiye'de mevsimlik tarım işçisi sayısının 1 milyona yakın olduğu belirtiliyor. Ancak gerçekte sayının 4 milyondan fazla olduğu ifade ediliyor.

2 milyondan fazla göçmen tarım işçisi bulunuyor

Mevsimlik işçi, faaliyeti yılın sadece belirli bir döneminde sürdürülebilen veya tüm yıl boyunca çalışma olmakla birlikte faaliyetin yılın belirli bir döneminde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik işler olarak tanımlanıyor. Mevsimlik tarım işçiliği 1600’lü yıllara kadar dayanıyor. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa'da tarım işgücü eksikliğinin başlaması ile önemli bir konuma geliyor.  2011-2012 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) yapılan bir çalışmada, ülkede 2,2 milyon göçmen tarım işçisinin bulunduğu ifade edilmiş. Kalkınma Atölyesi’nin 2020 yılındaki bir çalışmasına göre, Avrupa Parlamentosu tarafından hazırlatılan bir raporda, Avrupa Birliğine üye olan ülkelerden 2011- 2017 yılları arasında 1,3 milyon kişinin tarım işini bıraktığını ve bu işçilerin yerini doldurmak için göçmen işçilerin kullanıldığı kaydedildi.

Sömürünün farklı adları: Elçi Dayıbaşı Çavuş sistemi

Mevsimlik tarım işçileri çalıştıkları yer, alacakları ücret ve çalışma koşulları hakkında hiçbir söz ve karar hakkına sahip değiller. Mevsimlik tarım işçilerin  “elçi, çavuş, dayı başı” gibi adlarla anılan ve İŞKUR tarafından “belgelendirilmiş” aracılara, komisyonculara bağımlı bir halde emekleri sömürülüyor.  Aracılar iş bulurken, işveren ile ücret pazarlığını, ulaşımı da düzenliyor. Ayrıca ücretlerinden de komisyon alıyorlar.

Mevsimlik tarım işçilerine yönelik bir yasa yok!

Türkiye'de mevsimlik tarım işçilerine yönelik ayrı bir yasa bulunmuyor. Mevsimlik tarım işçilerine 4857 sayılı İş Kanunu’nda bazı maddelerde atıflar yapılmış ancak İş Kanunu’nda yer alan “50'den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde” kanun uygulanmayacağında dair hükümden dolayı mevsimlik tarım işçileri kanun kapsamı dışında yer alıyor. 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu’nda ise mevsimlik tarım işçilerinin sosyal güvenliği kendi inisiyatiflerine bırakılmakta ve ödenecek prim işçinin sorumluluğu altında. Bu nedenle ulaşım, barınma, altyapı, iş güvenliği, gelir güvencesinden de yoksunlar.

50 kente yolculuk

Genellikle  Nisan ve Mayıs ayından Kasım ayına kadarki süreci kapsayan işler de işçiler en çok Urfa,  Diyarbakır, Mardin, ve Batman’dan Adana ve Mersin’e geliyorlar. Genellikle sera sebze ve narenciye), Afyon’a (kiraz) Ordu, Düzce ve Giresun’a (fındık toplama) Rize’de (çay), Konya ve Aksaray’a (pancar, mısır ve ayçiçeği çapasına) Samsun (sebze hasadına) vb yaklaşık 50 kente, kasım ayına kadar çalışmak için meşakkatli bir yolculuğa çıkıyorlar.

Irkçı saldırılara maruz kalıyorlar

Mevsimlik tarım işçileri, işin biçimine göre günde ortalama 10-11 saat çalışırken sosyal güvenceleri olmadığı gibi düşük ücrete çalıştırıyorlar. Mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan aileler yoksulluk sınırının altında yaşarken, çalışmaya gittikleri bölgede ırkçı saldırılara ve tacize maruz kalıyorlar. En son Afyon’da, Sakarya’da, Ankara’da ve Bartın’da Kürtçe konuştukları ve Kürt oldukları için ırkçı saldırılara maruz kalan mevsimlik işçiler ağır şekilde yaralandı ve faillerle ilgili etkili bir soruşturma yürütülmedi.

İş cinayetlerinin büyük bölümü tarım alanında

Öte yandan iş cinayetlerinin büyük bir bölümü tarım alanında yaşanıyor. Her yıl birden fazla yaşanan trafik kazalarında birçok mevsimlik tarım işçisi hayatını kaybediyor. Uluslararası çalışma örgütüne (ILO) verilerine göre dünyada her yıl meydana gelen 335 bin ölümlü iş cinayetinin 170 bini tarım sektöründe görülüyor.

Karşılaştıkları sağlık sorunları

Sağlıksız ortam, elverişsiz pişirme ve besin saklama koşulları, yeterli hijyen koşullarının sağlanamaması, yeterli besin maddesine ve temiz suya ulaşamama, uzun çalışma saatleri, erken uyanma, güneş çarpması ve zehirlenme gibi sorunlarda işçilerin bir çok sağlık problemi ile karşı karşıya kalmasına neden oluyor. Bunlardan bazıları şunlar: “Kas iskelet sistemi ve yumuşak doku sorunları, enfeksiyöz olmayan solunum hastalıkları, üreme fonksiyon bozuklukları, iklim sebepli hastalıklar, gastrointestinal hastalıklar, mesane, böbrek hastalıkları, göz ve kulak sorunları, böcek-akrep-yılan sokmaları.”

Tarım alanında çalışan kadınların durumu

Genel olarak krizlerden ve yoksulluktan en çok etkilenen kesimin başında kadınlar geliyor. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derinleşmesi ile birlikte emeğinin karşılığını alamayan kadınlar tarım alanında da erkeklerden daha az ücret alıyor. Bulundukları ortamda barınma ihtiyaçlarını, yeme içme ve çocuk bakımını sağlayan kadınlar ayrıca tarlada çalışıyor ve emeği hem hane içinde de hem de çalışma alanında sömürülüyor. Yapılan bir çalışmaya göre tarımda çalışan kadınların neredeyse tamamı sosyal güvenceden yoksun. Kadınlara, direkt olarak ücretleri verilmiyor ayrıca “aile büyükleri” tarafından emeğinin karşılığından daha az ücret veriliyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2021 yılında mevsimlik tarım işçisi erkekler 138 Türk lirası kazanırken kadın işçiler ise günlük 117 Türk lirası alıyorlar. Bu rakam birçok yerde çok daha düşüyor.

Çocukların durumu

Mevsimlik tarım göçüne katılan aileler çocukları ile beraber çalışıyorlar. Dünyada 152 milyon çocuk, yani her 10 çocuktan 1’i çalıştırılıyor. Üstelik bu çocukların yarısı mevsimlik tarım gibi tehlikeli sektörlerde çalıştırılıyor. 2019 yılı resmi verilerine göre Türkiye'de 5-17 yaş grubundaki çalışan çocuk sayısı 720 bin. Bu istatistiklere mülteci çocukların da dahil edilmesiyle 2 milyona yakın çocuğun çalıştırıldığı tahmin ediliyor.Çocuklar okul yerine tarlaya giderken yaşıtları gibi eğitim ve öğretim olanaklarından faydalanamıyor, hem fiziksel hem psikolojik anlamda gelişemiyor.