HABER MERKEZİ - İkinci tur seçim sonuçlarını değerlendiren yazar Abdulmelik Ş. Bekir, "Bundan sonra Kürtler, kadınlar, gençler, sol sosyalist, demokratik çevrelerin yapacağı ilk şey seçimlerin muhasebesini hızlıca yapmak ve en geniş mücadele cephesini oluşturmaktır" diye kaydetti. 

Yazar Abdulmelik Ş. Bekir, dün Tayyip Erdoğan'ın kazanmasıyla sonuçlanan ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair yazdı. Gazete Karınca’da yayınlanan "Seçim bitti, şimdi muhasebe zamanı" başlıklı yazıda ikinci tur seçimlerinde muhalefetin ilk turda olduğu gibi istediği moral ve motivasyonu yakalamadığına işaret edildi. 

Bekir'in yazısı şöyle: "Seçim süreci bitti. Muhalefet ilk turda yakaladığı moral ve motivasyonu ikinci turda yakalayamadı. Belli bir moralsizlik içinde ikinci defa sandık başına gitti. İkinci turda Erdoğan’ın kazanacağına neredeyse herkes ikna olmuştu. Özellikle muhalefet partilerinde böyle bir algı hakimdi. İktidar da aynı kanaatteydi. Onun için kıl payı kaçırılan birinci turda ısrarcı olunmadı. Amaç ikinci turda ezici bir çoğunlukla kazanmaktı. Ancak rejim karşıtı blok, birinci turun yarattığı motivasyon düşüklüğüne rağmen sandık başına gitti, rejim karşıtı tutumunda ısrar etti. Hakim olan “seçimi kaybettik” algısına rağmen sandık başına gitti ve küçük de olsa olası şansı değerlendirmekten geri kalmadı. Seçim süreci boyunca ve bundan sonra da muhalefet partilerinin yönetimleri başta olmak üzere herkesin en fazla üzerinde duracağı ve kaale alacağı husus tam da budur.

HALK MÜCADELE AZMİNDEN GERİ ADIM ATMADI

Bu ciddi bir dirim ve direnç gücüne işaret ediyor. Mücadele sürekliliği, ısrarı ve azmidir. Bu kararlılık karşısında Erdoğan yenilmiştir. Devletin tüm gücünü kullanarak çıplak zorla iktidarı elinde tutmuştur. İkisi aynı şey değildir. Halkın desteği ve iradesiyle iktidarı kazanmak ve iktidarda kalmak ile, halk iradesinin hilafına devletin bürokratik, askeri ve ekonomik gücüyle iktidarı elde tutmanın farkını önümüzdeki dönemde göreceğiz. İkinci turdan güçlenerek çıkan halklar olmuştur. Orantısal olarak Kılıçdaroğlu’nun oyları Erdoğan’dan daha fazla artmıştır. Yaratılan kızılca kıyamete rağmen halk ne umudundan ne de mücadele azim ve iradesinden milim geri adım atmamıştır.

Erdoğan’ın ezici bir çoğunlukla ikinci turu alma ve daha rahat bir iktidar sürecini yürütme planı halkın kararlı duruşuyla boşa çıktı. Yüzde altmışlara varan bir oranla muhalefetin ve rejim karşıtı halkların iradesinin zayıflatılma planı ters tepmiş ve iki aday arasındaki fark Erdoğan’ın aleyhine şekillenmiştir. Eşit ve adil olmayan, devletin tüm gücünün AKP-MHP için seferber edildiği bir seçimde ortaya çıkan sonuç asla azımsanmamalı. AKP-MHP rejiminin yarattığı ve bugünden itibaren sonuçlarına katlanacağı enkazın ağırlaştıracağı ekonomik, sosyal ve siyasal çöküntü rejim karşısındaki yüzde elliyi daha fazla yukarı taşıyacaktır.

Evet, halkların, kadınların, gençlerin, ötekilerin, ezilenlerin işi düne göre daha rahat ve kolay olmayacaktır. Üzerlerindeki baskı devam edecek. Yaratılan enkazın derinleşmesine paralel olarak devletin zor aygıtlarını kullanmaktan imtina etmeyeceklerdir. Zaten uzun yıllardır yapabileceklerinin tamamını yapıyorlar. Karşılığında da bir milim geri adım atmayan bir halk var. Seçim sonuçlarına bakıldığında AKP ve MHP tabela partileri haline gelmiştir. Özellikle bir dönem önemli oranda oy alan AKP’nin esamesi okunmamaktadır. Demek ki baskı ve şiddet politikaları hayatı zorlaştırsa da direnci çelikleştirmektedir. Tüm baskılara rağmen Kürt halkı AKP-MHP politikalarına karşı tarihe geçecek bir tutum ortaya koymuşlardır. Hakeza Türkiye’nin tamamında halklar AKP’nin oy oranlarını 2002’nin düzeyine çekerek benzer tutumu ortaya koymuştur.

AKP-MHP'NİN İŞİ KOLAY OLMAYACAKTIR

Baskı ve şiddet politikalarının getirdiği nokta ancak devlet olanaklarıyla ayakta kalabilmektir. Bu da şunu açıkça gösteriyor; AKP-MHP rejiminin işi de hiç kolay olmayacak. Bu oy oranlarının ne kadarının sandık hileleri ve devletin ekonomik ve zor gücüyle elde edildiğini onlar en ince detayına kadar biliyor. En az baskı uyguladıkları rejim karşıtları kadar tedirgin ve korkulu bir yaşamdan kurtulamayacaklardı. Koalisyonları da halkların oluşturduğu mücadele birlikteliği karşısında öyle uzun ömürlü olmayacaktır.

Halklar, kadınlar, gençler başta olmak üzere ez cümle ezilenlerin elbette AKP-MHP rejiminin iktidarda kalmasından kaynaklı rahatsızlıkları ve moralsizlikleri olacaktır. Bu insanın tabiatı gereğidir. Özellikle rejimin yarattığı karanlıktan aydınlığa çıkmaya dönük motivasyon bu kadar yüksek iken ortaya çıkan sonucu kimse hiçbir şey olmamış gibi karşılamaz. Moraller bir süre düşer ancak esas olan mücadele ve direniş azminin sürecek olmasıdır. Bu mücadele, rejimin seçimler için halının altına süpürdüğü sorunlar çığ gibi büyüdükçe verdiği mücadelenin, kullandığı oyun, takındığı tutum ve duruşla gurur duyacaktır.

Rejimin hezimeti halkların, emekçilerin, işçilerin omuzlarına yüklendikçe zamanında buna karşı direnmenin haklı gururunu yaşayacaktır. Yeni yaşamı kurmanın mücadelesini büyütmenin ve zafere götürmenin harcı yapacaktır. Şunun kesinlikle unutulmaması gerekir; devlet ve halklar arasında geçen bu seçimde, silahların orantısız eşitsizliğine rağmen yenilen halklar olmamıştır. Ve devlet olanakları, hile ve zorla iktidarı elinde bulunduran bir güç, toplumu asla yönetemeyecektir. Tarihte hiçbir iktidar rızasını almadığı halkları, toplumları ve ezilenleri yönetememiştir. AKP-MHP rejimi de ezilenlerin rızasını alamamıştır. Devlet olanaklarıyla yapabileceğinin en uç uygulamalarına rağmen ancak kıl payıyla iktidarı koruyabilmiştir. Yarından itibaren de bu oran her geçen gün daha fazla eriyecek ve iktidarın sırtında büyük bir yüke dönüşecektir.

HIZLICA MUHASEBE YAPILMALI

Bundan sonra Kürtler, kadınlar, gençler, sol sosyalist, demokratik çevrelerin yapacağı ilk şey seçimlerin muhasebesini hızlıca yapmak ve en geniş mücadele birlikteliğini, cephesini oluşturmak; toplumun demokrasi isteyen ezici çoğunluğunu örgütlemek ve mücadeleyi büyütmektir. Çoklu kriz içinde debelenecek olan rejimin olası baskıları karşısında toplumun ortak mücadele ve direniş ihtiyacı vardır.

Seçim sonuçlarının ortaya koyduğu diğer önemli bir sonuç ise hak, hukuk, adalet, eşit ve özgür yaşam mücadelesinin sadece seçimlere bırakılamayacağı gerçeğidir. Onun için yapılan eksikliklere sessiz kalmamak ve sadece birilerinin düzeltmesini de beklememek gerekir. Siyasete, siyasi süreçlere daha fazla müdahil olarak değişim ve dönüşümün öznesi olmak gerekir.

( Kaynak: MA )

Editör: Hamza Özkan