ANKARA – Meclis Genel Kurulu’nda Kürtlere ve Alevilere yönelik ayrımcılık olduğunu söyleyen HDP’li Ali Kenanoğlu’na MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül karşı çıktı. Ancak Kenanoğlu’nun “Ez Kurdim” sözleri ise tutanaklara “x” diye geçti.

MA'nın haberine göre; Meclis Genel Kurulu’nda görüşülen İcra ve İflas kanunu görüşmelerinde “Kürt” ve “Alevi” tartışması yaşandı.

Kanun teklifi görüşmelerinde söz alan Ali Kenanoğlu, Seyit Rıza ve arkadaşlarının idamına değindi. Kenanoğlu, “Baktığınız zaman oraya, ortada ‘Evladıkerbelâyız’ diyen Seyit Rıza'nın ‘Sizin hilelerinizle baş edemedim’ dediği bir söz vardır. Bu ‘...baş edemedim’ dediği söz bütün bu süreci de özetleyen, o kaypak ve hileli sürecin sonucudur. Öyle bir kaypakça bir süreçtir ki oğlunun idamını kendisine izlettirme kaypaklığı ve vicdansızlığı ortaya koymuştur ama işte Seyit Rıza kendisine bu vicdansızlığı ve kaypaklığı yapanların bile hayran kaldığı, daha sonra hatıratlarında dile getirdikleri o mertlik içerisinde idam sehpasına gitmiş ve ‘Evladıkerbelâyız’ diyerek kendi idamını gerçekleştirmiştir. Şimdi, bu zalimlerin, namertlerin, kaypakların hayran olduğu mertlik ve bunun karşısındaki bütün bu süreç, hileli süreç devam ediyor” dedi.

KÜRTÇE SÖZLER ‘X’ DİYE GEÇTİ

AKP’li Hüseyin Besni’nin sözlerine atıfta bulunan Kenanoğlu, şunları söyledi: “Diyor ki: ‘Alevi ve Kürt çocukları doğuştan aileleri tarafından bir inkârla yetiştirilirler. Nedir bu? Kürtlüğünü ve Aleviliğini saklamak zorunda oldukları bunlara öğretilir. Oradan kaynaklı olarak da bunlar çifte kavrulmuş yalancıdır.’ Şimdi, esasında bir mağduriyet üzerinden, bir asimilasyon üzerinden, bir Alevi ve Kürt çocukları üzerinden yürütülen bir baskı politikası üzerinden başka bir hakaret çıkartıyor yani ilginç bir şeydir yani. Şimdi, Alevi ve Kürt çocukları niye söyleyemezler? Kimileri için burada ‘Ben Aleviyim’ demek, ‘…’ (x) demek bir bölücülük, bir ayrıştırıcılık olabilir.” Kenanoğlu’nun “Ez kurdim” sözleri “x” olarak geçti.

‘UTANMASI GEREKEN MİLLETVEKİLİ’

AKP’li milletvekilinin Alevi ve Kürt çocuklarına “çifte kavrulmuş” sözlerinden “utanması” gerekenin de kendisi olduğunu dile getiren Kenanoğlu, “Alevi ve Kürt çocuklarına yaşattığınız o travmayı, o acıyı, o asimilasyonu itiraf ediyorsunuz. Yaptığınızı bir hakaret olarak zannetseniz de aslında çok daha büyük bir itirafın sonucunu ortaya koydunuz. Bu anlamıyla Hüseyin Besni başta olmak üzere bu zihniyete sahip herkesi kınadığımızı, Alevi ve Kürt çocuklarının bu ızdırabına son verilmesinin artık zamanı geldiğini ifade ediyorum” diye belirtti.

‘DEVLET YAPMASI GEREKEN ŞEYİ YAPTI’

MHP Grup Başkanvekili Levent Bülbül de Kenanoğlu’nun sözlerine ilişkin şu savunmada bulundu: “Türkiye Cumhuriyeti devletinin karşısında mücadele edilen şey eşkıyalıksa, hukuk tanımazlıksa, terörizmse ve başkalarının haklarına, özellikle yaşam haklarına tasallut etmekse bu noktada devlet kendisinin yapması gereken şeyi yapar, bu duruma müdahale eder. İç isyanlar noktasında bunları bastırmakla alakalı olarak almış olduğu tedbirleri tamamen sistematik olarak Kürt düşmanlığı ve Alevi düşmanlığı olarak ifade etmek büyük bir bühtandır. Bunu asla ve asla kabul etmiyoruz.”

Bülbül’ün açıklamalarına karşı çıkan Mahmut Toğrul, “Oruç tutmadığı için üniversitelerde kaç genç katledildi ya!” dedi. MHP’li Bülbül ise ısrarla, mücadele edilenin terörizm olduğunu savundu.

‘20 YILLIK AKP HANGİ ALEVİYİ ATAMIŞ’

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’de Atatürk’e yönelik sözler varsa kabul etmediklerini ve tutanaklara bakacaklarını belirterek, “Cumhuriyet Halk Partisi olarak tutumumuz şudur bizim: Biz tarihten husumet çıkarmak değil, ders çıkarmanın; yaşanmış, karşılıklı acıları kaşımanın değil ama ona merhem olmanın yolunun bu Parlamento olduğunu hep söyledik. Zaman zaman araştırma komisyonları kurulması konusunda son derece özgüvenli tavırlarımız o dönemde iktidar partisinin ret oylarına takılmıştı” dedi.

Alevi ve Kürtlere yönelik ayrımcılıklara ilişkin sözlere katıldığını aktaran Özel, “Bugün, yirmi yıllık AK PARTİ iktidarı çıksın, bize hangi Alevi'yi kaymakam atamış, hangi Alevi'yi vali atamış, bugün Emniyet Müdürlüğünde kaç Alevi varmış ve bu konuda takındıkları tutum Aleviler açısından nedir, bunu birisi çıksın, bir söylesin, ondan sonra cumhuriyetin ilk yirmi yılında ne yapılmış, o konuya da hep birlikte bir bakalım” diye ekledi.

‘ÇAĞLAYANGİL’İN ANILARINI OKUYUN’

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da söz alarak, şöyle konuştu: “Bir kere, bizim hatibimizin, vekilimizin söylediği sözler çok açık, idam sehpasında Seyit Rıza'nın söylediği sözleri de ifade etti. İdamı sırasında bizzat bulunan İhsan Sabri Çağlayangil'in anılarını, kitabını Sayın Grup Başkan Vekiline okumasını önemle öneririm; o dönem ne yaşandı, ne oldu ve tarih ne diyor, bunu bir okusun” dedi.

‘AYRIMCILIK YOK DEMEKLE YOK OLMUYOR’

Seyit Rıza’nın tek talebinin oğlundan önce asılmak olduğunu hatırlatan Beştaş, “O kadar insanlık dışı bir uygulama ki önce oğlunu onun gözünün önünde asıyorlar. Bu kadar vahim bir tablodan söz ediyorum ve hâlâ mezar yeri yok; bütün taleplere rağmen, bütün tekliflerimize rağmen her yıl anmalarda hâlâ mezar yeri bilinmiyor ve saklanıyor. Acaba Sayın Grup Başkan Vekili Şark Islahat Planı'nı duydu mu, umumi müfettişliği duydu mu? Ya da 1923-1938'de Dersim'de yapılan katliamları duymamış olamaz herhâlde? O konuda yüzlerce kitap yazıldı. O kayalıklardan kadınlar atladı ele geçmemek için, katliamlar yaşandı. Açıkçası, devlet arşivinde olan meselelerden söz ediyorum. Alevilere yönelik ayrımcılık yokmuş; ya gidin onu başka yerde anlatın ya. Hâlâ Alevi çocukları zorunlu din dersi görüyor, var mı ötesi? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları var, alışkanlık hâline getirdiler, kararı da uygulamıyorlar. Hangi üst düzey makamda Aleviler var? Kim var, gelip söylesinler. Hâlâ cemevlerine bomba atılıyor, sis bombası atılıyor, işte, Uğur Kurt İstanbul'da katledildi hâlâ hesabı verilmedi. Yani ‘Alevilere yönelik ayrımcılık yok’ diyerek bu ayrımcılık ortadan kalkmıyor” ifadelerini kullandı.

Kime hitap ettiğini soran MHP’li Bülbül’e Beştaş, “sizi kastettim” yanıtını verdi. MHP’li Bülbül 1923-1938 arasındaki vurgunun önemli olduğunu ve CHP tarafından kendilerine savunma hakkı verilmesi halinde savunacaklarını söyledi.

MHP’li Bülbül Kürtlerin ikinci sınıf vatandaş olmadığını savunan MHP’li Levent Bülbül, “Türkiye'de böyle bir ayrım milletimizin içerisinde de söz konusu olmadığı gibi, devletimizin de böyle bir sistematik mücadele içerisinde olduğunu asla ve asla söyleyemeyiz” dedi.

‘KÜRTLERİN YAŞADIĞINI BÜLBÜL’DEN ÖĞRENMEYECEĞİZ’

HDP’li Beştaş ise, “Kürtlerin yaşadığını Sayın Bülbül'den öğrenecek değiliz. Asimilasyon var mı, yok mu? ‘Asimilasyon yok’ diyor, bunu ezbere konuşuyor; asimilasyon var” dedi.

Meclis’te yaşanan tartışmalar tutanaklara şöyle yansıdı:

Metin Nurullah Sazak: Yok

Zülfü Demirbağ: Yok

Meral Danış Beştaş: Vardı, var ve devam ediyor. Hâlâ okullarda Kürt diliyle eğitim yapılamıyor, seçmeli derste bile öğretmen atanmıyor, Kürtçe tabelalar kaldırılıyor. Kürtlere yapılabilip de yapılmayan hiçbir şey kalmadı bu ülkede, bunu tartışmayalım bile yani bu, ortada bir olgu olarak duruyor. Diğeri de 1923-1938 arasında bir ulus devlet inşa süresi vardı. Bu, tarih kayıtlarında var, bu bütün belge ve bilgilerde kayıtlı; bunu başka bir gün uzun uzun tartışırız. ‘Yok şunu yaptılar, o yüzden ezdik, bitirdik’ diyenler zaten bugün Sayın Bülbül gibi işte o tarihi de sahipleniyor.

Muhammed Levent Bülbül: Atatürk yaptı onu ya, tabii ki sahipleneceğiz biz.

Meral Danış Beştaş: Dersim'de bir katliam yaşanmıştır.

Zülfü Demirbağ: O zaman CHP vardı, Atatürk vardı. Atatürk'ü de itham ediyorsunuz

Özgür Özel: En çok siz ediyorsunuz.

Meral Danış Beştaş: Bu katliamla ilgili hâlâ kemikler toprak altından çıkmaktadır. Ve bu konuda bu asimilasyon sürecini şu anda iktidarda AKP, MHP koyu bir şekilde devam ettiriyor; Kürtlerin inkârı, asimilasyon politikası hâlâ yürürlüktedir. ‘Kürt sorunu yok.’ diyenler, ‘Kürt yok’ diyenler ‘Kürt dili de yok’ demeye getiriyorlar. Bu asimilasyonun olduğunu bizler de biliyoruz, onlar da biliyorlar.

Muhammed Levent Bülbül: Resmî politika yok, biz reddediyoruz.

Oya Eronat: ‘Ben Kürt'üm’ diyorum, ne diyeceksin?

Tülay Hatimoğulları: Oya Hanım, geç kaldınız!

Oya Eronat: ‘Ben Kürt'üm’ diyorum, ne diyeceksin?

Ali Kenanoğlu: Geç kaldın, geç kaldın, tartışma bitti; geç kaldın!”

Editör: Haber Merkezi