Aradan tam 2 ay geçti ve geçtiğimiz haftaki gelişmelere bakılırsa, 31 Mart seçimlerinin birinci partisi CHP’ye şimdi daha büyük sorumluluklar düşüyor…

Çünkü; Hayat pahalılığı, yurttaşları alabildiğince yıkarak ve umutsuzluğa sevk ederek devam ediyor…

Baharla giden can arkadaşlar, bana haksızlık edenler ve tabii ki popülaritem Baharla giden can arkadaşlar, bana haksızlık edenler ve tabii ki popülaritem

Zamların durmaması, üreticinin sürekli zarar içinde olması, esnafın iflas etmesi, enflasyonun düşürülememesi, yurttaşları patlama noktasına getirdi…

TÜRKİŞ’e göre “Açlık sınırının 18,969 TL.” İle “Asgari ücretin” yaklaşık 1967 TL üstünde olması ve tüm çalışanların yüzde 60’nın asgari ücret alması, onlarca milyon yurttaşın kalıcı açlıkla karşı karşıya kalmasına neden oluyor…

Nitekim, 30 milyon yurttaşın borç toplamının 3.1 trilyona ulaştığı yetkililerce açıklandı…

Daha da vahimi, dünyada gıda fiyatları düşerken, Türkiye’de “gıda enflasyonunun” yıllık %83’e ulaşması, çalışıyor olsanız dahi aç kalacağınızın açık duyurusu…

İktidarın sürekli para basma alışkanlığı, bir yandan enflasyonun durdurulamamasını, diğer yandan ekonominin temel direklerini yıkarak büyük iflaslara yol açıyor…

Öyle ki, Türkiye’yi iflas ettirme üzerine kurulu ekonomi politikası, sadece Merkez Bankasını 818 milyar TL değil, “Varlık Fonu’nda” bulunan Türkiye’nin tüm değerlerini de zarar ettiriyor…

Yani, 31 Mart seçiminde güç kaybeden İktidar bildiğini okumaya devam ediyor ve

“Yerel iktidar olan CHP’nin” yükü daha da artıyor…

∗∗∗

Çöken ekonomi kadar, 2023 Genel ile 2024 yerel seçimlerinin temel gündeminden biri olan “Sinan Ateş Suikastı” giderek daha da dehşet verici bir hal aldı…

Cinayetle ilgili iddianame yargıya intikal ederek, arkasındaki gerçekleri görebilmemizi sağlayacak perde aralandı…

CHP’nin başarısı, bazı kişilerin cesaretle olay hakkında konuşmalarına, bildiklerini anlatarak yeni iddialar ortaya koymalarına fırsat verdi…

Ateş’in eşi ve ablasıyla birlikte yakın arkadaşları, olayın arkasında bilinen sırı açıklamaya başladılar…

Ateş’in yakınları ve konuyu takip edenlerin ortak görüşü, bu davanın MHP’nin üst düzey yetkililerinden, önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ‘ya kadar uzanan, uyuşturucu, torbacı, siyasetçi, polis ve mafya ilişkilerinin ortaya döküleceği şeklinde…

∗∗∗

Olayın alt metnini oluşturan iddialara bakılırsa, ülkede uygulanan etik ve yasa dışı sürecin hızla oluşturduğu toplumsal hasarın, mafya cenneti haline dönüşen ülkenin, narko/karaparanın kullanıldığı GRİ DEVLETİN siyasi ve bürokrat faillerin, eninde sonunda gün yüzüne çıkacağı inancını kuvvetlendiriyor…

Anlatılan bir dizi iddia, “Sinan Ateş Cinayetini” daha da vahim noktaya taşıyor…

∗∗∗

Bu arada AKP iktidarı boş durmuyor…

Bir yandan güç toplamak için zaman kazanmak adına “yumuşama” politikası izliyor, diğer yandan gidişinin yakın olduğunu görerek, yeni siperler oluşturmaya çalışıyor…

∗∗∗

CHP’yle yumuşamak adına birlikte olduğu ilk toplantıda ne nezaket ne de siyaset kurallarına uymayan “BOŞ KOLTUKLA” verdiği mesajın sindirilmesini bekledikten sonra şimdi yeni bir hamle yapmanın peşinde…

Bu arada “TEOKRATİK OLİGARŞİNİN” temel taşlarını adım adım döşemeye devam ediyor…

Basın ve iktidarı sorgulayan, düşünen, eleştiren tüm yurttaş ve kurumlar için yasaklama demek olan “DEZENFORMASYON YASASI” sonrası,

Sansürü daha da koyulaştıran, üstelik casusluk damgasıyla düşünenleri daha acımasızca saf dışı bırakacak olan “ETKİ AJANI” yasa önerisiyle, tam bir istibdat kurulmaya çalışılıyor…

Ayaklanma, toplumsal direniş, savaş hali gibi konularda “SEFERBERLİK YETKİSİNİ” Partili Cumhurbaşkanına veren yeni yönetmeliği devreye sokuyor…

Böylece, ülkenin altını da üstünü de emperyalist yandaşlara peşkeş çekenlere karşı zamlar altında ezilen ve yeter artık diyen “yurttaşları korkutup sindirilen” bir düzen alenen kuruluyor… 

∗∗∗

Dahası; gerici, bilimden uzak, dine dayalı, çağdaşlığı yok sayan, laiklik, ahlak, adalet ve barış niteliklerinden uzak, çocukların muhakeme yeteneğini kısıtlayan, mantık, felsefe, yurttaşlık, doğa ve çevre bilinci gibi bugünün dünyasında gerekli olan donanımı gençlere aktarmak yerine Talibanlığa özenen, “dindar ve kindar” gençlik var edilmesi için hazırlanan “EĞİTİM MÜFREDATINI” uygulayarak, Türkiye Cumhuriyeti’ni cahiliye dönemine sokacak hazırlıklar yapılıyor!

∗∗∗

Kısaca, CHP genel Başkanı Özgür Özel’le “yumuşama” adına yapılan toplantı sonrası AKP’nin, Türkiye’de yaptığı marifetleri sıralamaya çalıştım... 

∗∗∗

AKP Genel Başkanı, “Bayram öncesi” CHP ile bir kez daha buluşacağını açıkladı…

Bu toplantıda, “yumuşama” adına yapılıyorsa “abesle iştigal” demektir…

Görülen o ki AKP, “YUMUŞAMAYI, GEVŞEME’’ olarak değerlendiriyor…

Muhalefet gevşerse, AKP onu istediği her kalıba sokar!

∗∗∗

İşte yanlış burada başlıyor.

CHP, nüfusumuzun %62’sini, ekonomimizin %81’ni oluşturan kentlerde yerel iktidar!

Üstelik giderek oy ve itibar kaybeden AKP’nin karşısında önemli adımlar atıyor...

CHP gücünün farkına varmalı…

∗∗∗

Ancak, yumuşama oyununa kanmadan, NORMALLEŞMENİN önünü açmalı…

Bugün Türkiye olağanüstü, çağdışı, hukuk devleti olmaktan çıkmış, sömürülen ANORMAL bir konumuna gelmiştir…

Yani, laik demokratik sosyal hukuk devletine dönülmeden, denetimsiz ve frensiz bu ucube sistem değiştirilmeden, hırsızlık yolsuzluk ve ahlaksızlığın önüne geçilmeden, Kürt Sorunu çözülmeden, milletin açlığına çare bulunamayacağı, emeklilerin, emekçilerin kadın ve gençlerin haklarını alamayacağı biliniyorsa, saydığım koşullar düzelmeden AKP’yle vakit geçirmek Ülkeyi oyalamaktan öte değildir…

CHP’den beklenen bu!

Kaynak: https://www.birgun.net/makale/yumusama-gevsemeyi-getirir-535089