MUĞLA - Kazdağları ve Akbelen’deki direnişlerde yer alan Melis Tantan, "Direniş kazandırmak zorunda. Her ağacı tek tek savunacağız" dedi.

Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy Mahallesi’ndeki Akbelen Ormanı'nın  Yeniköy-Kemerköy (YK) Enerji tarafından kömür ocağı yok edilmesine karşı tepkiler sürüyor. İzmir ve Aydın gibi çevre kentlerin yanı sıra Kurdistan başta olmak üzere İstanbul, Ankara ve Çanakkale’den birçok kişi, ağaç kesimine karşı bölgeye akın etti. Doğa savunucuları, Akbelen'de ağaç kıyımıyla birlikte büyük bir ekosistemin de yok olacağını ve karbon yutak alanlarının ortadan kalkacağı uyarısında bulundu. Ancak söz konusu şirket, asker ve polis eşliğinde bölgede büyük bir ağaç kıyımı yaptı.

Akbelen'e desteğe gelenler arasında Çanakkale Kazdağları'nda Alamos Gold'un açmak istediği altın madenine karşı 475 gün nöbette kalan yaşam savunucularından Melis Tantan da yer aldı. Akbelen'de de ağaç kıyımının başladığı ilk günden bu yana nöbet eyleminde yer alan Tantan, doğa talanı ve buna karşı verilen mücadeleyi değerlendirdi.  

YAŞAMI SAVUNMA MÜCADELESİ

Kazdağları ve Akbelen direnişinin doğa ve yaşamı savunma mücadelesi olduğunu vurgulayan Tantan, Akbeleden’de büyük bir felaketi engellemeye çalıştıklarını söyledi. Tantan, Kazdağları’nda da Akbelen’de de büyük bir kamuoyu desteğinin açığa çıktığını belirterek, “Tüm toplumun doğa ve yaşamın başkasına bırakılmayacağını ve sahip çıkması gerektiğini gösterdiği iki direnişti. O gün Kazdağları’na sahip çıkmak yetmedi. Oradaki projeler, saldırılar halen devam ediyor. Ama ne yazık ki Türkiye'nin her yerinde bu saldırılar sürüyor. Gücümüz yettiği oranda hepsine sahip çıkmaya çalışıyoruz" dedi. 

CUDİ, HATAY, AKBELEN DİRENİŞİ

Kazdağlarının yok edilmesinin coğrafyanın yok edilmesi olduğunun altını çizen Tantan, gezegenin bir bütün olduğunu ve sadece kendi yaşam alanlarımıza sahip çıkmanın yeterli olmadığını söyledi. “Hangi dağ efkarlıysa oradayız” şiarını benimsediklerini vurgulayan Tantan, "Bu lafın karşılığını Akbelen'de bulduk. O gün mücadele ederken birçok direniş noktasını ziyaret etmiştik. Kütahya'da madene, Sapanca'da teleferik projesine gitmiştik. Hasankeyf'e ses vermiştik. O gün nasıl Hasankeyf'e, Kütahya'nın dağlarına sahip çıktıysak, bugünde Akbelen'e sahip çıkmak için büyük bir sorumlulukla hareket ediyoruz. Bunlar Cudi Dağı da, Hatay'da kamulaştırılan tarım arazisi de olabilir. 4 yıl önceki Kazdağları direnişi, bugün Akbelen'de, Hatay'da" ifadelerinde bulundu.

DOĞA KATLİAMI VE DİRENİŞ

Akbelen'de gözlerinin önünde tüm ağaçların kesildiğini aktaran Tantan, "Bir saat süren bir katliamı gözyaşlarımızla izledik. Neyse ki gün boyunca yaşanan direniş, o travmayı daha hafif yaşamamızı sağladı. Bir ömür boyu unutulacak görüntüler değil. Sanki ağaçların çığlıklarını hissederek duyduk. Cırcır böceklerinin ağaçlarla birlikte düşüşünü izlettirdiler" şeklinde konuştu. 

'MÜCADELE SERMAYEYE KARŞI'

Kazdağları direnişinde dönemin valisi Orhan Tavlı’nın, şimdi Muğla Valisi olduğunu söyleyen Tantan, valinin Kazdağları direnişinde ekolojistlere ceza yazdırdığını, davalar açtırdığını ve Alamos Gold'un koruyuculuğunu yaptığını, Akbelen'de aynı şekilde şirketlere kalkan olduğunu, kolluk gücüyle halka saldırdığını kaydetti. Fakat sorunun tek bir kişiyle ilgili olmadığını dile getiren Tantan, "Yaşamı savunmak sermayeye karşı gelmeyi gerektiriyorsa, korunması gereken yaşamın kendisidir. Bizim nerede, ne zaman, ne yaptığımız çok açık. Sadece ağaçlara, hayvanlara, yaşama, sesini duyuramayan tüm canlılara ses olmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla herkesi yaşamı savunmaya, devlet yetkililerini de şirketleri koruma, doğayı yok etme suçlarını işlememeye çağırıyoruz. Bu suç bir gün hesap verilebilir olacak bir suç" diye belirtti. 

'DİRENİŞ KAZANDIRMAK ZORUNDA’ 

"Direnişin olduğu her yerde her türlü saldırıyı durdurma ihtimali vardır" diyen Tantan, Akbelen'de ormanın kesilmiş, yaban hayatının yuvasından sürülmüş olmasına rağmen üst toprağın halen yaşadığını vurguladı. Bölgede maden açılana kadar geri dönüşün mümkün olduğunu dile getiren Tantan, "Bu da hepimizin sahip çıkmasıyla mümkün. Ortak bir mücadeleyle hiçbir şey için geç kalmış bir durumda değiliz. Direniş kazandırmak zorunda. Biz 'her ağacı tek tek savunacağız' dedik. Burada son bir ağaç, son bir canlı olduğu müddetçe, kazanma ihtimali var. Tek bir kişi bile kalsak, bu mücadeleyi vereceğiz" diye konuştu.

MA / Tolga Güney