AMED - KYK yurtlarında kalan kadın öğrenciler, ulaşım, güvenlik ve taciz sorunu ile karşı karşıya kaldıklarını belirterek, “Ölmek değil, yaşamak istiyoruz. Tüm bu sorunlara karşı örgütlü mücadelemizi vereceğiz” dedi. 

Aydın Efeler ilçesinde Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdu'nda 25 Ekim’de asansörün düşmesi sonucu Zeren Ertaş’ın yaşamını yitirmesi üzerine üniversite öğrencileri, ülkenin dört bir yanında eylemler gerçekleştirdi. Bu eylemler KYK yurtlarındaki sorunları tekrar gündeme getirdi. 

Amed’te de İyaz Bin Ganem Kız Öğrenci Yurdu’nda kalan bir kadın öğrenci, 26 Ekim akşam saat 21.00 sıralarında yurda dönebilmek için beklediği otobüs gelmeyince yürüdüğü sırada bir  taksicinin tacizine maruz kaldı.  

Dicle Üniversitesi’nde okuyan kadın öğrenciler, can güvenlikleri başta olmak üzere birçok tehlike ve sorunla karşı karşıya kaldıklarını belirterek, “Yaşamak istiyoruz” dedi. 

ULAŞIM VE GÜVENLİK SORUNU

Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi ikinci sınıf öğrencisi Elif Çoban, KYK yurtlarında çok sayıda sorunun olduğunu söyledi. Yurtların en önemli sorunlarının ulaşım, güvenlik ve yemek olduğunu dile getiren Çoban, “Yeni yapılan yurt kampüsün içinde olmasına rağmen otobüsler oraya kadar gitmiyor ve ışıklandırmalar çok yetersiz.  Geçen gün bir kadın arkadaşımız ulaşım ve ışıklandırmanın yetersizliğinden dolayı tacize uğradı. Rektörlüğün görevi bu ulaşım problemini çözmek iken yaptığımız eylemde muhatap görmedik.  Yüzlerce polis tarafından ablukaya alındık, en doğal hakkımızı yaptık ama saçma sapan bir tepkiyle karşılaştık.  Bu bütün yapılan haksızlıklara, tacize, katillere rağmen biz örgütlü mücadelemizi vereceğiz. Öğrenci dayanışmamızı devam ettireceğiz. Hiçbir kadın arkadaşımız yalnız değildir” diye konuştu. 

Yetkililerin sorunlara karşılık sesiz kalmasına tepki gösteren Çoban, “Yetkililer bizi ya ölünce ya da tacize uğrayınca dikkate alıyorlar. Yapmaları gereken görevi yerine getirmiyorlar. Bu düzeni ancak örgütlü gençlik yıkabilir, onun dışında yetkililerden bir beklentimiz yok.  Çünkü muhatap yok, barikatlar ve polisler var. Örgütlü gençlik de bu barikatı yıkacak” dedi. 

‘YAŞAMAK İSTİYORUZ’

İyaz Bin Ganem Kız Öğrenci Yurdu’nda kalan Hukuk ikinci sınıf öğrencisi Delal Demir de, yurda belediye otobüslerinin akşam 20.00’dan sonra gelmediğini belirtti. Otobüsler tarafından Fen Edebiyat Fakültesi’nde indirildiklerini anlatan Demir, “Yolda ne bir kamera ne bir ışıklandırma var. Bu nedenle de çok zorluk çekiyoruz. Ulaşım konusunda da bize karşı psikolojik bir şiddet var. Diğer kız yurtlarında da aynı sorunlar var. Örneğin bizim yurtta asansör sıkıntılı ve bir aydır biz bunun için dilekçe veriyoruz. Dilekçeler öylece kalıyor, icraatta bulunmuyorlar. Daha geçen gün bir arkadaşımız bir saat asansörde kaldı. Biz ölmek istemiyoruz, yaşamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ASANSÖRLER BOZUK

Yurdun tadilatının bitmediğini, akrep ve çok sayıda böceğin olduğunu anlatan bir diğer öğrenci F.O., “Şu an inşaat halindeki bir yurttayız. Bir aydır o şekilde. Yurdun içinde akrepler var. Yemekler facia, böcekler çıkıyor. Asansörlerimiz bozuk ve kullanım dışı. Kullanım dışı olması güzel çünkü daha önce arkadaşlarımız içinde kaldı ve 3 saat sonra çıkarılabildiler” dedi. 

DAHA ÖNCE DE TACİZ OLAYLARI YAŞANDI

Ulaşım sorununu birçok kez belediyeye, rektöre ve yurt yetkililerine bildirdiklerini ama herhangi bir geri dönüş alamadıklarını aktaran F.O., alınmayan güvenlik önlemleri nedeniyle yurt yolunda birçok kadının tacize uğradığını söyledi. 

F.O., taciz olayını şu sözlerle anlattı: “Arkadaşım akşam yedi sıralarında otobüsteyken şoför onu yurda uzak bir yerde indirdikten sonra yürümek zorunda kalıyor. Çünkü araçlar bizi yurda kadar bırakmıyorlar. Tek başına olduğu için bir araç yanında duruyor ve onu zorla araca bindirmeye çalışıyor. O sırada güvenlik yetişiyor ve arkadaşımız güvenlik araçlarıyla yurda bırakılıyor.”  

Yurtlarda güvenliğin arttırılmasını talep eden F.O., “Kampüste tacizlerin önlenmesi, öğrencilerin hayatlarını kaybetmemesi için öncelikle alınması gereken belli başlı önlemlerden biri güvenliğin artırılması ve belli bir saatten sonra yabancı kişilerin yurda girmemesi, öğrenci kimlik kartlarıyla ya da personel kartlarıyla giriş yapılması. Ben diğer yurtta da kaldım. Orada da alkol kullanan birkaç kişi yurda saldırdı. Bunun görüntülerini de arkadaşlara ilettim. Ve bize küfrederek, bağırdılar. Bu yalnızca yaklaşık bir ay önce olan bir olay. Ve arkadaşlarımız polisi aradığında ‘Bizi alakadar eden bir durum değil’ cevabını almışlar. Güvenlik sistemi arttırılsın” şeklinde konuştu

MA/ Eylem Akdağ 

Editör: Hamza Özkan