Adana'dan Sunar Nuri Çomu Lisesi okul dergisi “Sunar’ın Genç Kalemleri” yeni sayısını kadın sorununa ayırdı. Derginin yeni sayısını Melisa Durak ile konuştuk. Ekmek ve Gül Seren ELATAŞ Volkan PEKAL // Adana Pandemi ile birlikte yayınlarına ara veren Sunar Nuri Çomu Lisesi okul dergisi “Sunar’ın Genç Kalemleri” yeni sayısında sayfalarına kadın sorununu taşıyor. Öğretmenleri ve öğrenci arkadaşları ile birlikte dergiyi çıkaran Melisa Durak, “Televizyonlarda, dizilerde kadınlar aşağılanıyor ve güçsüz gösteriliyor, şiddet yeniden üretiliyor. Biz bu algıyı kırmak, güçlü kadın figürünü oluşturmak için bu sayıyı kadın sorununa ayırdık” dedi. Melisa Durak ‘SANATÇILARIN, AKADEMİSYENLERİN DESTEĞİNİ İSTİYORUZ’ Öğrencilerin kadın sorununa dair röportajları ve şiirlerin yer alacağı derginin yeni sayısını Melisa Durak’la konuştuk. Durak, kadın cinayetlerine dair her gün duydukları yeni haberlerin bu konuyu seçmelerinde etkili olduğunu ifade ediyor. Türkiye’de kadınların toplumda değer görmek istemesinin şiddetle karşılık bulduğunu ifade eden Durak, şunları söyledi, “Hamile kalamadığı için, erkek çocuk doğurmadığı için dayak yiyen, hayatında değişiklik yaptığı için şiddet gören kadınları görüyoruz. Kadınlar ölmezden gelemiyor, bu yüzden biz de bu sorunu görmezden gelemedik ve bunu görmezden gelmesinler istiyoruz. Bu sayıyı çıkarırken sanatçıların, akademisyenlerin desteğini istiyoruz. Onlarla ve özellikle bu konuda çalışan avukatlarla röportajlar yapacağız. Birçok dizide kadınlar aşağılanıyor, zayıf gösteriliyor. Şiddet yeniden üretiliyor. Şiddetin kötü bir şey olduğu dizilerde konu edilebilir. Ama şiddet sahnelerinin gösterilmesini ya da kadınların zayıf temsil edilmesini istemiyoruz. Bu durumu örnek alan erkekler de çevrelerindeki kadınlara öyle davranıyor. Aslında güçlü kadın profili oluşturmak gerekiyor. Biz de bunun için bu sayıda bu soruna dikkat çekeceğiz” dedi. ‘KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ MÜFREDATA KOYMAK GEREKİR’ Toplumda var olan şiddetin kolayca kadınlara yönelebildiğini ifade eden Durak, “Kadına şiddet uygulayan birçok erkeğin geçmişinde kendisinin de şiddete uğradığını görüyoruz. Okulda bir arkadaşımız bir kız arkadaşımıza vurmuştu. Çocuğu dinledik, daha sonra rehber hocamıza yönlendirdik. Çocuk ‘Benim babam da anneme şiddet uyguluyor’ demişti. ‘Ben bunun ne kadar yanlış olduğunu bilsem de elimde olmadan yaptım. Aslında yapmak istememiştim’ dedi. Demek ki yanlış olduğunu bilip de yapanların sayısı çok. Bunun ders olarak müfredata konulması gerekir” dedi. ‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE GERİ DÖNÜLMESİNİ İSTİYORUZ’ Kendilerinin de okulu bitirip çalışmaya başladıklarında zorluklar yaşayacaklarını ifade eden Durak, “Erkekler çalışma hayatında daha çok yer buluyor, daha çok alana sahipler ama kadınlar hep ikinci plana atılıyor. İmkanlar verildiğinde kadınların ne kadar iyi işler yaptıklarını görmek gerekiyor” dedi. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmış olmanın kadına yönelik şiddete göz yummak anlamına geldiğini ifade eden Durak, “Şiddeti bir nebze olsun önleyen uygulamalar demekti İstanbul Sözleşmesi. Varken bile tam uygulanmıyordu. Şimdi o insanlara ‘Artık sizi engelleyecek bir şey yok’ denmiş oldu. Benim telefonumda KADES yüklü. Onu kullandığım zaman geliyorlar. Peki önleme anlamında devletin yapması gerekenler? Bunlar hep geri planda kalıyor. Bir iki değil, 20 defa şikayette bulunan kadın korunmadığı için öldürülüyor. İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçtik. Bu yarayı kanatmaya devam ediyoruz. Kadir Şeker, bir kadın öldürülmek üzereyken onu kurtardı görmezden gelemedi. O şimdi bunun için ceza çekiyor. Türkiye’de adaletin uygulanabilmesi için haber yapılması, sosyal medyada TT olması gerekiyor. Biz ancak ölünce haber olabiliyoruz. Ölmeden bir şeylerin yapılması gerekir. Bu yüzden devletin vaz geçtiği sözleşmeye geri dönmesini istiyoruz. Biz kadınlar Türkiye’nin tüm kadınları birbirimize görünmez sicimlerle bağlıyız. Birimiz güvende değilsek hiçbirimiz güvende değiliz. Birimiz güvende olduğumuzda hepimiz güvendeyiz” dedi. Fotoğraf: Sunar'ın Genç Kalemleri dergisi kapağı