Elfazi Toral 

İSTANBUL - Çeyrek asrı aşkın süredir mücadele yürüten ve Gever’de “kaza” sonucu yaşamını yitiren Barış Anneleri’nin mirasını devralan mücadele arkadaşları, “Bizler sonuna kadar şehit düşen annelerimizin bıraktığı mirasın ve mücadelelerinin sürdürücüleri olacağız. Onların yolu bizim yolumuzdur. Her daim o yolda olacağız. Barışı haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz” mesajını verdi.

AKP-MHP iktidarının savaş politikaları her geçen gün daha da ağırlaşırken, Kürt halkına dönük soykırım pratiği de kesintisiz bir şekilde sürüyor. İktidarın Kurdistan ve Türkiye’deki özel savaş ve saldırı politikalarına karşı çeyrek asrı aşkın süredir mücadele yürüten kadınların ön saflarında ise türlü türlü işkencelere rağmen ne sokakları ne de meydanları terk etmeyen Barış Anneleri geliyor. Tek talepleri “barış” olan annelere, çeyrek asrı aşkın süredir gözaltı, tutuklama, ev baskınları, ajanlık dayatmaları ve çeşitli baskılarla geri adım attırılmaya çalışılıyor. Bu baskılar karşısında bir adım dahi geri atmayan Barış Anneleri’nin maruz kaldığı son işkencelerden biri de Colemêrg’de (Hakkari) yaşandı.

Yaşamını yitirenlerin mücadeleleri sahipleniliyor

15 Ağustos’ta, Colemêrg merkez ve ilçelerinde Barış Anneleri’nin de aralarında bulunduğu 23 kişi ev baskınları ile gözaltına alındı. Öte yandan 22 Ağustos'ta da savcılık ifadesi için Gever’den (Yüksekova) Colemêrg’e giden Barış Anneleri Adalet Safalı, Perişan Akçelik ile oğlu Cihan Akçelik ve Avukat Erdal Safalı, dönüş yolunda kaza yaptı. Yaşanan kazada Barış Anneleri Adalet Safalı, Perişan Akçelik ile oğlu Cihan Akçelik hayatını kaybetti. Kısa süre içerisinde toplumsal tepkinin hızla arttığı olayın, “kaza” değil katliam olduğunun altı çizildi. Yine Elazığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ndeki oğlunu ziyarete gittikten sonra 18 Ağustos’ta Qoser’e (Kızıltepe) dönen Garibe Aslan, geçirdiği trafik kazası sonucunda yaşamını yitirdi. İktidar saldırıları karşısında mücadele ederken yaşamını yitirenler ölümsüzleşirken, bıraktıkları mücadele mirasları ise devralınarak her geçen gün daha da büyütülüyor.

Konuya ilişkin çeyrek asrı aşkın süredir mücadeleden bir kez olsun vazgeçmeyen İstanbul Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.

‘Devlet planı’

Gever’de yaşamını yitirenlerin yakınlarına baş sağlığı dileyerek sözlerine başlayan Barış Annesi Revşan Dinar, Barış Anneleri’nin “kazada” hayatını kaybetmesinin bir “devlet planı” olduğunu dile getirdi. Annelerin tek talebinin barış ve adalet olduğunu söyleyen Revşan, “Anneler kimsenin ölmesini istemiyor. Biz anneler, Kürt çocukları, Türk çocukları ve herkes için mücadele ediyor ve barış talebimizi yineliyoruz. Bizler 1990’lı yıllardan beridir mücadele ediyoruz. Tüm anneler birdir ve tüm annelerin gözyaşları da birdir. Biz Kürt annelerini ‘terörist’ ilan ediyorlar. Bize saldırıları her daim oluyor. Tıpkı geçen gün ifadeye çağrılan Barış Anneleri’nin emniyete gittikleri esnada kaza geçirip yaşamlarını kaybetmesi gibi. Bu devletin bir planıdır. Bunu onlardan bağımsız ele alamayız. Bizler de şehit düşen annelerimizin mücadelelerinin önünde başımızı eğiyoruz. Onların direnişini sahipleniyoruz” sözlerini kullandı.

‘Demokrasi ve barışı herkes için istiyoruz’

“Benim çağrım tüm annelere, Kürdistan halkına ve Türkiye halkına. Devletin politikalarını kabul etmeyin” sözleriyle seslenen Revşan, “Sene olmuş 2023. Devlet, halkın üzerinde imha, inkar politikalarını inşa ediyor. Devlet, gün gün küçülüyor. Devletin yok etme politikası yüzünden halk öyle bir duruma geldi ki, bir ekmek alacak para bile bulamıyor. Bu da tamamen devletin imha, inkar politikalarıyla halkı yok etme çabaları diyebiliriz” dedi. İktidarın Kürt halkına saldırmasının aynı zamanda tüm Türkiye halkını da yok ettiğini belirten Revşan, “Bu şekilde devlet eliyle devam eden sistemin, asla barışı ve huzur getirmeyeceğini biliyoruz. 30 aydır Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’dan hiçbir haber alınamıyor. Tecrit altında ve bu tecridin tüm Türkiye'yi sardığını görüyoruz. Buradan tekrar söylüyorum, biz demokrasiyi ve barışı herkes için istiyoruz. Sadece kendimiz için istemiyoruz. Adalet tüm insanlar için gerekli. Bunun için de tecridi kıralım ve bu gidişata dur diyelim” vurgusuyla mücadele çağrısı yaptı.

Kürt halkına geri adım attıramıyorlar!

Annelerin kan, gözyaşı ve savaş istemediğinin altını çizen Revşan, Barış Anneleri’nin savaşı durdurmak ve barışın sağlanması için mücadele yürüttüğünü paylaştı. Mücadelelerinden asla vazgeçmeyeceklerinin mesajını veren Revşan, “Barış Anneleri’nin üzerindeki sindirme politikalarına son verin artık. Biz annelerin mücadelelerine engel olmaktan vazgeçin. Taleplerimizi yerine getirin. Çünkü biz anneler barışı, özgürlüğü, adaleti savunuyor ve haykırıyoruz. Devlet Kürt halkından, doğadan, çocuklarımızdan ve dağlarımızdan elini çeksin artık. Eğer ki devlet geri adım atmasa Kürt halkı da geri adım atmayacak. Savaşa değil barışa, adalete, huzura ihtiyacımız var. Mücadele eden herkese başarılar diliyorum ve sonuna kadar da mücadele edeceğiz” sözleriyle seslendi.

Mücadele arkadaşları mirasını devraldı

Bir diğer Barış Annesi Perihan Akbulut da, “Şehit düşen annelerimiz, iktidarın yaptığı zulümden dolayı yaşamlarını kaybetti” dedi. Mücadele arkadaşları olarak direnişlerini sürdüreceklerini vurgulayan Perihan, “Bizler sonuna kadar şehit düşen annelerimizin bıraktığı mirasın ve mücadelelerinin sürdürücüleri olacağız. Onların yolu bizim yolumuzdur. Her daim o yolda olacağız. Biz barışı haykırmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü Kürt anneleri hiçbir zaman savaş istememiştir, barışı savunmuşlardır. Çünkü barış insanlıktır. Biz, hiçbir annenin gözyaşlarını ayrı tutmadık. Tüm annelerin gözyaşları yanıdır. Bunun bilincinde hareket ediyoruz” diyerek anneler için direniş ve mücadelenin önemini ele aldı.

Tek talepleri barışın inşası

İktidarın saldırıları sonucu yıllardır binlerce Kürt gencin katledildiğini ifade eden Perihan, yıldırma ve sindirme politikalarıyla halkı yok ettiklerini aktardı. Kürt halkının yıllardan beridir mücadele yürüttüğüne dikkat çeken Perihan, “Bugün bu ülkede Kürt halkı refaha kavuşmadan Türk halkı da refaha kavuşmaz. Çünkü bu ülkede Kürt sorunu var. Kürt’lerin bir davası var. Bu sorun ne seçimle ne de başka bir politika ile çözülmez. Bununla da başarıya ulaşamayız. Bizler ancak barış ile huzur ve mutluluğa erişebiliriz” diye konuştu. Öte yandan Emine Erdoğan’a da seslenen Perihan, “O da bir annedir, ona da sesleniyorum. O da bir anne olarak bu hukuksuzluğu görsün. Demesinler ki barışı buzdolabına koyacağız. Çünkü barış buzdolabına değil masaya konulur. Madem diyorlar kardeşiz, gelip otursunlar siyaset ile çözsünler bu sorunu. Sistem bunu yapıyor, kimsenin bunu kabul etmemesi gerekiyor. Bizim çağrımızdır, herkesin, her annenin ellerini barışa uzatması gerekiyor. Biz annelerin talepleri sadece budur. Biz anneler istiyoruz ki güzel bir dünya olsun, içinde de barış ve çocuklarımız olsun. Herkes elini vicdanına koysun, bu haksızlığa son versinler” çağrısında bulundu.

Kaza değil katliam!

Barış Anneleri’nin soluksuz bir mücadele yürüttüğünü dile getiren annelerden Birgül Muhikancı da, kadın mücadelesiyle devletin katliamlarına karşı direndiklerini kaydetti. “Her bir anne hem çocukları hem de halkı için mücadele ediyor” diyen Birgül, ailelerin “kaza” nedeniyle yaşamını yitirmesini, “Bu anneler, devletin sürdürdüğü savaşın son bulması için yıllardır mücadele ediyor. Bunu kabul etmiyoruz. Hem tutsaklar hem de anneler bu politikalar sonucu yaşamlarını kaybediyor. Bu hukuk değil, katliamdır” sözlerini kullandı.

Mücadele sözü

Son olarak da Gever’de hayatını kaybedenlere dair konuşan Birgül, “Yaşamını yitiren Barış Anneleri’nin mücadelesini bizler sürdüreceğiz. Onların acısını derinden hissediyoruz. Onların mücadelesi bizim mücadelemiz, irademizdir. Biz bu direnişin sürdürücüsü olacağız” vurgusunu yaptı.