Yazar Hasan Şahin, bugünkü köşe yazısında "Madımak bütün ayıpların toplandığı bir trajedi" başlıklı bir yazı kaleme aldı.

MADIMAK BÜTÜN AYIPLARIN TOPLANDIĞI BİR TRAJEDİ
Başlık böyle ama öylesine gelişen bir anlık trajedi değil bu!
Planlı, programlı ve üzerinde çalışılmış bir insanlık ayıbıdır Madımak!
Şüphesiz, her yıl yazılıp, çiziliyor ve anmalar kesintisiz devam ediyor ama bu izi silmeye dair bir çaba var mı, ona bakmak lazım!
Bir coğrafyanın derin kanamış yüzüyüz. Nedense bu coğrafyanın kaderinde kanı yüceltmek var ve nasıl bir hırs ki bir de yakmak..!
Aydınını, sanatçısını ateşe vermek hiç bir ruh hali ile örtüşmüyor!
Bundan nasıl bir canavar aranır, o da toplum bilimci ve psikiyatristlerin işi olsa gerek!
Yoksa öyle selim bir akılla buna izah getirmenin hiç bir karşılığı yok!
Madımak cinayeti yaşanırken, üç gün sonrasında Başbağlar da yapılanında bundan pek farkı yok!
Yüz yıllık cumhuriyet tarihinde bu sıralı cinayetlerin haddi, hesabı yok!
Hesap soruldu mu, soruluyor mu, hiç önemli değil, bildiğim vicdanların bir türlü kani olmadığıdır!
Vicdanın kani olmadığı yerde cezaların hükmü sadece ateşi dağıtsa da, sorun orta yerde duran küldür!
Küle ne ekerseniz ekin, asla yeşermez. Yapılacak tek şey onu toprağın yüzünde almaktır!
Evet, o kül hala Sivas’ta, Madımakta orta yerde duruyor!
Nasıl kaldırılır, yolu çözümü nedir?
Mutlaka vardır çaresi ama kimle, kiminle?
İşte asıl sıkıntımız bu!
Kimsesizlik..!