Vicdan Be!

Ey be vicdan, vicdan be. Ulan hiç mi insanlıktan nasibinizi almadınız! Bir kız ki, evliliği oyun olarak biliyor ve sen ise onun sadece çocukluğunu değil bütün yaşamını karartmak üzere düğün yapıyorsun. Bu hangi dine sığar? Varsa eğer ki varmış. Dinlerde biz Kadınların yeri nerede olduğunu böylece öğrenmiş olduk. Eğer bütün Semavi dinler böyleyse; biz Kadınlar bu dinlerde yokuz, olmayacağız. Bizlerin, bu inanç içerisinde yerimiz yokmuş ki bu kadar acımasızca bizlere davranılıyor.
Şimdi okuma yazma işine başlamadan, dünyayı sorgulamayı henüz düşünmeden, gelecekle ilgili düş deryasına dalmadan koynuna almak kadar adice ne ola bilir? Var mı başka tarifi? O yüzden diyorum insan olmanın temelinde vicdan yatar. Ey be vicdansızlar! İnsanlıktan nasibini almayanlar, bir gün sizlerin başına bir şey geldiğinde nasılda çığlık çığlığa avukat ve benzeri yardımlar ve de hak hukuktan bahsedersiniz… Peki, o Çocuğun çığlığına kim yetişecek kim onun o karanlık gecede yaşatılanları geri verecek…
Kızımızın on sekiz yıl sonra da olsa cesurca kamuoyuna o çığlığını duyurması tarihe altın harflerle ismini yazdırmasını başarmıştır. Ve biz, biliyoruz ki; bu fedakarlık başka kızların çocuk yaşta hamile kalmaması için kendisini feda etmiştir. Yoksa yaşadıklarıyla mezara kadar gidebilirdi, daha önce yaşayanlar gibi.
Bu ve diğer İslam ülkelerinde her gün yüzlerce çocuk istismar ediliyor. Türkiye’nin birçok kentinde hal böyleyken neden yetkililer harekete geçmiyor? Özellikle cemaatlere bağlı olarak kurulmuş olan vakıflardan çocukların kurtulması şart. Belirtmek gerekir ki; AK Parti iktidar döneminde vakıfların sayısı 2016 yılın da 27 yeni vakıf kurulurken 2021 yılında sayı 225’e çıktı. Cemaat ve tarikatlara bağlı bu vakıflar, çocuklarımızın geleceğini karatmaktadırlar. 
İktidarın çıkardığı yasalara bakıldığında küçük kız çocukların rıza yaşının 12’ye indirilmesi erken nişanlanmaların yasal prosedüre bağlanması bir zamanlar çıkarılan 4+4 yasasıyla kız çocukların eğitimden dışlanması İstanbul sözleşmesinden çıkılması tüm bunların toplumun düzenlemesiyle bir ilişkisi var. Bu toplumsal düzenlenme kadınlar ve Çocuklar üzerinden yapılıyor. 
Erk sistemin, kalıcı çözümler tartışmadığını görmekteyiz. Söz konusu sadece bir kızın çocuk yaşta evlendirildiği değildir. Köklü ve daha derin bir sorun orta yerde duruyor.

Yıllardır Kadınlar çığlık çığlığa sokaklarda sesini duyurmaya çalışıyorlar. Şiddet, aile içinde şiddet tamamen aile ve devlet iç içe sürüyor... sürmeye devam ediyor.