OYUNCAKLAR VE KAN KOKUSU SURUÇ Adımı çocuk bıraktılar çünkü annemden doğduğum andan itibaren herkes için çocuktum. Sevilen ve korunulacak bir varlık.

OYUNCAKLAR VE KAN KOKUSU SURUÇ
Adımı çocuk bıraktılar çünkü annemden doğduğum andan itibaren herkes için çocuktum. Sevilen ve korunulacak bir varlık. Çocukmuşum diye ben ve benim gibileri her tehlikeden uzak sevgi ve merhamet çemberindeki korumaya alımıslar. Sözde adını verdikleri bir bildirge varmış. Neydi adı? Haaa hatırladım "İNSAN HAKLARI BİLDİRGESİ". Rengim dinim dilim ve cinsiyetimin asla önemi yokmuş. Ben bilmem bunları. Bildirge öyle diyormuş. Karnıp tok, üstüme giydirilecek birkaç parça kıyafet olsa tamam da ama ekmeğim suyum olan SEVGİ hariç. İşte o sevgi denilen şey asla eksik olmamalı benim dünyamda. Benim dünyamda; Şiddete, nefrete, ayrımcılığa, kana ve düşmanlığa yeryok. Bilmem, hiç bilmem ben; bıçağı, silahı, topla mermiyi. Hele ki kahpece arkadan vurup öldürmeyi. Oda ne demekse? Onuda bilmem ya. Dedim ya; Çocuğum ya da çocuğuz biz. Dün gibi hatırlıyorum tarih çok uzak değil."20 Temmuz 2015" Hepimiz yani biz çocuklar nasılda heyecanlı, sevgiye aç ve sevilmeye muhtaç. Bombalanmış yıkık ve esaret altındaki insanlığın bize armağan ettiği dünyanız dedikleri dünyamızda yaşamak için nasılda direniyoruz. İşte 2015 Temmuz ayında savaş mağduru çocuklar olarak bize gelecek sevgi yumağı olan kimi Doktur, kimi Öğretmen, kimi Mühendis, kimi Öğrenci ya da kimi anne baba'dan oluşan barış elçisi kafilesini. Neden mi ? Kan kokan toprakla, gözyaşıyla topraga verilen parçalanmış canların matemi ve barut kokan havayı ancak bir sevgi seli, gençlik kahkası, barış elçileriyiz diyen canların gözlerinde ki umut ve ümit bizleri teselli ederdi. Birde biz çocuklara getirecekleri oyuncaklar. Heyecanlıydık acaba .hangimize bebek, araba, tren ya da top oyuncak düşecekti. Kurdale birde keşke boyama kitaplarıyla boyada getirmeyi unutmasalar diye içimizden geçirir birbirimize fısıldardık. Ama kimse sesimizi duymasın ya rüyamızı hayallerimizide bobalarlarsa korkusuyla. Ama biz kader çocukları için yine olmadı, yine olmadı, yine olmadı...
Çocuğum ben isyanı hele ki
Allaha isyanı bilmem. Sormadan da duramıyorum ama neden? Matem bomba ve ölüm bize layık görülüyor ve onuları çok iyi tanıyoruz. Neden Dünya barışı ve özgürlük bize uzak kalıyor? Benim kimseye kinim yok ama herkesden bir alacağım var bu böyle biline. Beklediğimiz 20 Temmuz 2015 de bize gelecek barış elçileri kafilesi vicdansızca insanlığa ve insanlık onuruna bir bardeyle kahbece arkadan vurarak katliama maruz kaldılar. Canlar bir yana, kanlı o kanla beraber umutların ve sevgininde ilmek ilmek işlendiği oyuncaklar emekler biryana savrulmuştu.
Belki üçyaş büyüdüm ama halen çocuğum. Bunları anlatırkende içimdeki kanla beraber gözyaşlarım akıyor. Ben yarının geceleği olan çocuk şimdi haykırıyorum;
Dünya barışı için, insanlık
onuru için, çocukların hürriyeti için kandan, bombadan ve savaş dünyasından bıktık usandık.
Duysun dünya! Biz çocukların sesini; Siz rant savasçıları bugün Suruç ve daha sayamayacağım tüm katliamların hesabı vebali boynunuzda kalacak, en çokda biz çocukların. Onun için bu kan, bu savaş ve kinle nefreti, insandan insanlıktan uzak tutun. Biz çocukların gözyaşı, kanlarımızın kokusu sizlerin boynunda birer sorgu halkası olarak kalacağız. O halka siz ve vicdanınız arasında hep duracak.
Biz çocuklar için! Yarınlar; Güneşin aydınlığı, Umutlar; Ayın mehtabı, Doğruluksa; Yalanı bilmeyişimizdir.
Suruç ve Barış elçilerine selam olsun...