"31 Mart 2024 tarihli seçim, seçmenlerin sandıkta CHP ve DEM’e sağladıkları bir kredi ve aynı zamanda bir fırsat niteliğindedir."

EY HALKIM! YÜRÜYÜŞÜNÜZ KUTLU, YOLUNUZ AÇIK OLSUN

Güzel 1 Nisan sabahına, Türkiye halklarının uyanmasını sağlayan her insana bin teşekkür… Hep birlikte nefes aldık. Baskıcı, tekçi, otoriter, yasa ve kanun tanımayan bir dönemin sonuna doğru yapılan en güzel halk yürüyüşüydü, bu yürüyüş. Ey halkım, yürüyüşünüz kutlu, yolunuz açık olsun.

Kaynakları talan edilmiş, kasaları boşaltılmış ve aynı zamanda 6 Şubat Maraş merkezli depremlerde yerle bir olmuş kentlerde hizmet üretmek elbette kolay olmayacaktır. “İnsanlar kendi değerini, ancak çalışarak koruyabilir” Tolstoy’un bu sözünden hareketle her belediye başkanımızın çok ama çok çalışması gerekiyor. Çünkü “şanssızlığın üstesinden gelen tek şey çok çalışmaktır.”

31 Mart yerel yönetim seçiminin sonuçları, kamuoyu tarafından farklı farklı değerlendirmelere tabi tutulmaktadır. Her değerlendirmenin kendi içerisinde haklılık payı da vardır. AKP- MHP iktidar bloğunun rant ve talana dayalı belediyecilik anlayışı, hakların ördüğü güçlü bariyere çarparak kaybetmelerine neden olmuştur.

Siyasal iktidarın baskıcı, faşist antidemokratik uygulamaları;

·        Ülkede yaşanan yüksek enflasyon ve derin yoksulluk,

·        Gelir dağılımındaki adaletsiz uygulamalar,

·        Halkların iradesine atanan kayyum politikaları,

·        Personel istihdamında liyakati değil, kadrolaşma amaçlı yapılan mülakatlar,

·        OHAL KHK’leri ile ihraç edilen kamu çalışanlarının açlığa ve ölüme terkedilmeleri,

·        AHİM ve Anayasa Mahkemesinin kararlarının uygulanmaması,

·        Milyonlarca emekli ve asgari ücretliyi açlık sınırının yarısına tekabül eden bir ücrete mahkûm etmeleri,

·        Özellikle, seçim süreçlerinde, gerilim ve şiddeti esas alan politikaları,

·         Köy okullarının kapatılıp, cemaat ve tarikatlara alan açan uygulamaları,

·        Laik, bilimsel eğitimi esas alan programları değil, cemaat ve tarikatlarla yapılan protokoller,

·        Dini eğitimi esas alan ÇEDES ve çocuklarımızın küçücük bedenlerini sermayeye ucuz iş gücü olarak sunan MESEM gibi programlar,

·        Topraklarımızın uluslararası sermayenin zehir çöplüğü haline getirilmiş olması,

·         Eğitim ve sağlık gibi temel hizmetlerin tamamen paralı hale getirilmesi,

·        Üreticiye, işçiye, emekçiye ve emekliye para yok diyenlerin, paraların patronlara oluk oluk aktarılması gibi uygulamalar devem ettikçe iktidar da kaybedecektir.

AKP, 22 yıl boyunca ülke genelinde yapılan tüm seçimlerde, sandıklarda birinci parti olarak çıkmayı başarabilmiştir. Baskıcı, otoriter tek adam yönetimini esas alan AKP’nin 22 yıl boyunca seçimlerde başarılı olmasının birçok gerekçesi olabileceği gibi muhalif partilerin eksiklikleri ve yetersizliklerinin de payı olduğunu vurgulamak gerekiyor. Demokratik kamuoyunun, emek ve meslek örgütlerinin, gençlik örgütlerinin, özgür basının ve toplamda hepimizin eksiklik ve hataları nedeniyle tek adam rejimini esas alan bu düzenin bugünlere gelmesinde çok büyük payı vardır.

31 Mart yerel yönetim seçimlerinde muhalefetin başarılı olmasında;

·        Muhalefetin kendi içerisinde ve kamuoyuna karşı sergilediği diplomatik nezaketi göstermeleri,

·        Muhalefetin korkmadan ve geri çekilmeden siyasal iktidara dönük eleştirilerini somutlaştırmaları,

·        Muhalefetin kendi içerisinde bir olgunluk ve bir bütünlük sergilemeleri,

·        “Kötü söz sahibine aittir.” Şiarı ile polemik değil, icraat demeleri,

·         Toplumun her kesimine hitap edebilmeyi başarabilmeleri,

·        Rant ve talanı değil,  hizmeti esas alan projelerle halka gidebilmeleri,

·        Kötü yönetime, işsizliğe, yoksulluğa net ifadelerle dur diyebilmeleri,  

·        Halkların değerlerini, inançlarını esas alan politik yaklaşım sergileyebilmeleri,

·        Hukuksuzluğa karşı net bir duruş sergileyebilmeleri,

·        İşsizliğin, yoksulluğun kader olmadığını net bir şekilde ifade edebilmeleri,

·        Çaresizliği, umutsuzluğu değil, umudu aşılayabilmeleri,

·        Siyasi parti liderlerinin güven duyulabilen güçlü söylemlerinin olması,

·        Halk egemenliğini, halk iradesini ve toplumun temel taleplerini esas alan politikalarındaki tutarlılıkları,

·        Deprem sonrası ayrımsız depremzedelere gösterilen dayanışma,

·        Tencerenin neden, niçin kaynamadığını, emeklilere neden, niçin kaynak aktarılmadığını anlatan söylemleri nedeniyle,

 Muhalefet partileri BAŞARILI olmuşlardır.

31 Mart 2024 tarihli seçim, seçmenlerin sandıkta CHP ve DEM’e sağladıkları bir kredi ve aynı zamanda bir fırsat niteliğindedir. Bu kredi, bu fırsat yerel yönetim hizmeti, kültürel ve sosyal faaliyetler, okul ve yurt, toplumsal barışa katkı sağlayacak şekilde, kent insanlarına eşit bir şekilde hizmet olarak geri sunulmalıdır.

Belediye başkanları, orkestra şefleri gibi olmalıdır. Dengeyi ve adaleti gözeterek, kentin kaynaklarını verimli ve etkin kullanarak bütün canlıların yaşamına dokunabilmeli ve aynı zamanda yaşamı kolaylaştıran, renk katanlar olmalıdır.

Şeffaf, dürüst, adil, çalışkan ve bilimi esas alanlar, mutlaka kazanır.

Sevgi ile kalın.

                                                                                                                                      Ahmet KARAGÖZ

                                                                                                                                   Çukurova 13.04.2024