HABER MERKEZİ- Adil yargılanma talebiyle açlık grevine başlayan ve ölüm orucuna dönüştüren Ebru Timtik, eyleminin 238’inci gününde 27 Ağustos 2020’de yaşamını yitirdi.

Ailesi Dersim Hozatlı olan Ebru Timtik, 1978 yılında Elazığ’da doğar ve burada büyür. Yoksul bir ailenin 4 çocuğundan en büyüğü olan Ebru, henüz 7 yaşındayken babasını kaybeder. Ailenin ilk çocuğu olmasından kaynaklı eve ekonomik katkı sağlamak için hem çalışıp hem okuyan Ebru, annesi ile birlikte kardeşlerine bakabilmek için çocuk yaşlarda okul büfelerinde, lise çağlarında ise yaz tatillerinde Türkiye’nin batı illerine gelip tekstil ve fabrikalarda çalışır. Çalıştığı yerlerde yaşadığı haksızlıklar, adaletsizlik, insan hakları savunucusu olması için yeterli bir sebep olur onun için.

Adalet mücadelesi hedef yapıldı

Ebru, insan hakları savunuculuğunu üstlendiği yolu adımlarken, birçok hak ihlali davasını üstlenir. Zamanla adalet mücadelesinde hedef haline gelen hukukçular arasında Ebru ve çok sayıda meslektaşı da olur. KHK ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu üyesi 20 avukat gizli tanık beyanları gerekçesiyle 12 Eylül 2017’de gözaltına alınır, 9 gün sonra aralarında Ebru ve Aytaç’ın da bulunduğu 17’si çeşitli suçlamalarla tutuklanır.

159 yıl ceza

Gizli tanık beyanına dayanan bir iddianame ile bir yıl sonra İstanbul 37'nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmaya çıkan 17 avukatın tamamı tahliye edilir. Fakat savcının karara itiraz etmesi üzerine aynı mahkeme heyeti itirazı kabul ederek avukatların yeniden tutuklanmasına karar verir. Bu gelişmelerden sonra ise dosyada görevli mahkeme heyeti değiştirilir. Yapılan yargılama sonucunda 20 Mart 2019'da kararını açıklayan mahkeme heyeti, “örgüt üyeliği” iddiasıyla Ebru Timtik’e 13 yıl 6 ay, Aytaç Ünsal’a ise 10 yıl 6 ay hapis cezası verir. Dosya kapsamında yargılanan 18 avukata toplamda 159 yıl ceza verilir.

‘Cezaevinde kalamaz’ raporuna rağmen tahliye edilmediler

Ebru Timtik, adil yargılanma talebiyle 2 Ocak’ta açlık grevine başlar. 2 Şubat’ta da meslektaşı Aytaç Ünsal’ın dahil olduğu açlık grevi eylemi, 5 Nisan’da ölüm orucuna dönüştürülür.  Ebru ve Aytaç, tüm çağrılara ve Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) sağlık koşullarına ilişkin “Cezaevinde kalamaz” raporuna rağmen tahliye edilmezken, zorla götürüldükleri hastanelerde bekletilirler. Ebru tutulduğu Bakırköy Dr. Sadi Konuk Hastanesi’nde eyleminin 238’inci gününde 27 Ağustos’ta yaşamını yitirir.

Cenaze töreninde saldırı

Ebru’nun cenazesi Yenibosna’da bulunan ATK’ye götürüldükten sonra burada cenazeyi almak üzere bekleyen onlarca kişinin tepkisine rağmen cenaze polis tarafından kaçırılır. Bu sırada engel olmak isteyen aile ve avukatlara ise saldırıda bulunulur. Cenaze İstanbul Barosu’nda yapılması planlanan anma törenine getirilmesine izin verilmeyerek Gazi Cemevi'ne götürülür. Ebru, Gazi Cemevi'nde yapılan törenin ardından toprağa verilirken, polis tören sonrası mezarlığa yürümek isteyenlere bir kez daha saldırır. Ebru’yu toprağa verdikten sonra kabristandan “Ebru Timtik ölümsüzdür” sloganları yükselir.

Tarihte bugün yaşanan kimi gelişmeler şöyle:

1875: Kadın hakları ve doğum kontrolü savunucusu Katharine Dexter McCormick bugün dünyaya geldi. Katharine, eşi yaşamını yitirdikten sonra kendisine kalan miras ile doğum kontrol hapı araştırmalarının büyük kısmını finanse etti. Katharine, 28 Aralık 1967’de Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Massachusetts eyaletinde hayatını kaybetti.

2015: Fransa'nın Strasbourg kentinde Avrupa Konseyi önündeki "Öcalan'a Özgürlük" nöbetini Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) devraldı. Eylemi 166'ncı haftasında devralan kadınlar, yaptıkları açıklamada, "Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için bu eyleme katılmak biz kadınların öncelikli görevidir. Çünkü kadınları kölelikten, sömürüden ve bir 'eşya' konumundan çıkarıp toplum içinde saygınlık ve söz hakkı kazandıran Önderliğimize borcumuzdur” denildi. Asker ve polis annelerine çağrıda bulunulan açıklamada, "Çocuklarınızın 'nerede' ve 'ne için' öldüğünü sorun, sorgulayın, çocuklarınıza sahip çıkın. Erdoğan ve ekibinin iktidarları uğruna çocuklarınızın ölmesine izin vermeyin. Türk ve Kürt anneleri el ele vererek bu diktatöre karşı durabilir ve ancak bu birliktelikle kirli savaş durdurulabilir" ifadeleri kullanıldı.

2015: Kadın gazeteciler, genel seçim sonuçlarıyla beraber Cumhurbaşkanı'nın kürsüden, havuz medyasının ise yayın organlarından yapılan savaş çığırtkanlığına karşı "Barış İçin Kadın Gazeteciler" oluşumunu yazılı açıklama ile duyurdu. "Artık barış haberleri yapmak istiyoruz" denilen açıklamada, iktidarın savaş politikalarına karşı haberlerinde halkların barış taleplerini yazacaklarının altını çizen gazeteciler, kadınlar olarak yalnızca özgürlüğün fotoğrafını çekeceklerini vurguladı. Açıklamada, “Ekin'den aldığımız direniş mesajıyla bu şiddete ortak olan erkek egemen medya dilini kıracağımıza, teşhirci ve militarist medya ile mücadele edeceğimize söz veriyoruz” denildi.

2019: Savaş karşıtı aktivist Frances Crowe, 15 Mart 1919’da ABD’nin Missouri eyaletinde dünyaya geldi. Frances, 1970'li yıllardan itibaren New England'da nükleer enerji ve güvenli enerji kullanımına karşı hareket içinde aktif olarak yer aldı ve 1977 yılı Nisan ayında "Seabrook Nükleer Enerji Santrali Şantiyesi" işgalinde tutuklanan bin 414 kişi arasında yer aldı.

Savaş karşısındaki mücadelesi ve net tutumu ile Frances, 4 Mayıs 2007'de Massachusetts'te bulunan Barış Manastırı tarafından Vicdani Cesaret Ödülü ile mükafatlandırıldı. Frances’in makalelerinden oluşan arşivi, Northampton, Massachusetts'teki Smith Koleji'nde Sophia Smith Koleksiyonu'nda bulunuyor.

Frances, 27 Ağustos 2019'da hayatını kaybetti.

2021: Sur’da tecride karşı kadın buluşması

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, "Savaşa, talana, tecride, ırkçılığa karşı kadınlar barışı savunuyor" şiarıyla Diyarbakır’ın Sur ilçesinde bulunan bir mekanda kadın buluşması gerçekleştirdi. “Tecrit insanlık suçudur”, “Tecride son”, “Barışın muhatabı İmralı’dır”, “Kadınlar barış istiyor” dövizlerin bulunduğu buluşmaya HDP il, ilçe yöneticileri, ilçe belediye eşbaşkanları, Tevgera Jinên Azad (TJA) ve Rosa Kadın Derneği aktivistleri, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Kadın Meclisi, Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), Diyarbakır Barış Anneleri İnisiyatifi ile çok sayıda kadın katıldı. Buluşmada sık sık “Biji serok Apo”, “Jin jiyan azadî” sloganları atıldı.

Kadınlar buluşmada “Tecride karşı çıkmak barışa ve çözüme sahip çıkmaktır. Tecride karşı çıkmak aynı zamanda açık bir kadın mezarlığına dönüştürülen toplumsal sisteme karşı olmak demektir. Emek sömürüsüne, doğa talanına, savaş rantına, yolsuzluk ve hırsızlıklara da karşı olmak anlamına gelmektedir. Saldırgan dış politikaya, her yere teskere çıkarıp asker göndermeye de karşı çıkmak anlamına geliyor. Tecride karşı olmak İŞİD, El Kaide, Taliban gibi kadın düşmanı, insanlık düşmanı çetelerle iş birliği siyasetine karşı çıkmak anlamına geliyor” mesajı verdi. 

2021: Japonya'nın Tokyo kentinde düzenlenen Paralimpik Yaz Oyunları yarışmalarında Tunuslu oyuncu Raoua Tlili,  gülle atma yarışmasında altın madalya kazandı. Tunuslu oyuncu Raoua, 10.55 metrelik atış ayarlayarak kadınlar gülle atma dünya rekorunu kırdı.

( Kaynak: JINNEWS )

Editör: Haber Merkezi