ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ- Anarşist devrimci ve feminist Kızıl Emma lakaplı Emma Goldman Litvanya’da doğdu. Emma 14 yaşındayken, Yahudilere yapılan baskılar nedeniyle ailesiyle St. Petersburg’dan Amerika’ya göç etti. 

Zamanının etkili ve tanınmış bir anarşisti olan Emma, ifade özgürlüğünün, doğum kontrolünün, kadınların eşitliği ve bağımsızlığının ve sendika örgütlenmesinin erken dönem savunucularındandı. 

Hem teorisyen hem de eylemciydi. 

Birinci Dünya Savaşı sırasında genç erkeklerin zorunlu olarak askere alınmasına yönelik eleştirileri nedeniyle iki yıl hapis cezasına çarptırıldı ve ardından 1919'da sınır dışı edildi. Bunu Sovyet Devrimi’ne canlı tanıklık için bir şans olarak gören Emma, oradaki tanıklıklarıyla da hayal kırıklığı yaşadı. 1921’de Sovyetler Birliği’ni de terk etti. 

Onun “Dans edemediğim devrim, devrim değildir” sözü sonraki kuşaklara da taşındı. 

1936 -1939 yılları arasında İspanya İç Savaşı’na katıldı. 

Evliliği ve aşksız birlikteliği eleştiriyordu. Cinsellik üzerine de yazdı. 

1940'taki ölümüne kadar siyasal yaşama yazılarıyla ve eylemleriyle katılmaya devam etti. 

Tarihte bugün öne çıkan diğer kimi önemli gelişmeler ise şöyle: 

1833:  Beyaz bir kadın olan Prudence Crandall//PRUDINS KRENDIL, açtığı okulda Afrikalı Amerikalı kız öğrencileri okuttuğu için tutuklandı. 

Prudence Crandall, matematik, fen ve Latince gibi o zamanlar genellikle erkek çocuklarına ayrılmış dersler aldı. 20'li yaşlarının sonlarında Canterbury//KENTIRBURİ'deki evinde kızlar için özel bir akademi açtı ve burada bilgilerini zengin yerel ailelerin kızlarına aktardı. Ancak genç bir siyah kadın olan Sarah Harris//SERA HERRİS'i öğrenci olarak kabul ettiğinde bu değişti. Beyaz öğrencilerinin ebeveynleri Sarah’ı okulda istemedi. 

Prudence, misyonunu değiştirdi: Afrikalı Amerikalı kızlar için bir okul işletmeye başladı. Bu nedenle bir grup erkek evini ve okulunu talan etti. Çeşitli saldırılara uğradı ve eyalet meclisinden alelacele çıkartılan bir yasayla, siyahlara eğitim vermek yasadışı ilan edildi. Prudence Crandall tutuklandı. 

1878: Çinli devrimci, feminist, politikacı, ressam ve şair Ho Hsiang-ning doğdu. Devrimci hareketler içinde yer aldı. 1960-1972 arası Tüm Çin Kadınlar Federasyonu Onursal Başkanıydı.

1917: Oy hakkı için Beyaz Saray önünde nöbet tutan Ulusal Kadın Partisi üyelerine çıkarıldıkları mahkemede ilk hapis cezaları verildi. 

6 kadının trafiğe engel olma suçlamasıyla yargılandığı ve üç saat süren duruşmada, 25 dolar para cezası ödeme veya üç gün hapis yatma seçeneği verildi. 

Altı kadın da para ödemeyi reddedince, bir polis minibüsüne bindirilerek hapishaneye götürüldüler. 

10 Ocak 1917’de nöbete başlayan kadınlar, daha önce de eylem sırasında tutuklanmıştı. Ancak ilk kez mahkeme kararıyla tutuklandılar. 

1979: CHP Manisa Kadın Kolları ve Eczacılar Odası yöneticisi Neşe Gülersoy işyerinde kurşunlanarak katledildi. Katliam, MHP Manisa İl Başkanı’nın cenazesi sonrasında gerçekleşti. Eczacılar Üretim ve Tüketim Kooperatifi’nin kuruluşuna öncülük eden Neşe Gülersoy 1975 sonrası Demokrat İzmir gazetesinde yazılar yazıyordu. 

1995: Bilgesu Erenus “halkı askerlikten soğuttuğu” gerekçesiyle Askeri Mahkeme’ce 2 ay hapse mahkum edildi.

2016: Eylem Ataş Birleşik Özgürlük Güçleri (BÖG) adına IŞİD barbarlığına karşı Menbiç’de savaşırken hayatını kaybetti.

QSD öncülüğünde Menbiç'i IŞİD'den kurtarmak için başlatılan hamlede yer alan 23 yaşındaki Eylem Ataş (Cemre Heval), Rojava’ya gitmeden önce devrimci mücadelenin ve kadın özgürlük mücadelesinin militanlarındandı. 

2018: Suriye kadın hareketleri, Lübnan’da Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Konseyi’nin düzenlediği kongrede bir araya geldi. 

Bir otelde yapılan kongre iki gün sürdü. Kongreye Suriye’deki sivil, siyasi, toplumsal ve hukuki kadın mücadele örgütlerinden 200 temsilci katıldı.

2018: Femke Halsema Hollanda'nın başkenti Amsterdam’ın belediye başkanı seçilerek, bu kentin ilk kadın belediye başkanı oldu. İşçi Partisi’yle başlayan siyasi yaşamı Yeşiller’le devam eden Femke Halsema siyaset dışında, yayıncılık ve serbest yazarlık yapıyordu. 

2018: Avrupa Kürt Kadın Hareketi TJK-E iki gün süren 5’inci Konferansı yapıldı. Konferansa, konfederal sistemin tüm bileşenlerinin katılımına özen gösterildiğini belirten TJK-E, “Mücadelemizin esası tecride ve kadın katliamlarına karşı durmaktır. İki gün boyunca ataerkil sistemin yürüttüğü politikalar ve saldırılarının kadınlar açısından yarattığı sonuçlar ve direniş yöntemlerinin ne olması gerektiği konusunda önemli tartışmalar yürüteceğiz” dedi.

( Kaynak: JINNEWS )

Editör: Haber Merkezi