<p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;"><b>“HALKIN SIRADAN VE GARİBAN OZANI”: AHMED ARİF</b><a href="file:///C:/Users/PC/Downloads/0AHMEDAREF2022.doc#_ftn1#_ftn1" title=""><sup><span style="text-decoration:none">[*]</span></sup></a></span></p> <p style="text-align:justify"></p> <p align="right" style="text-align:right"><span style="font-size:16px;">TEMEL DEMİRER</span></p> <p style="text-align:justify"></p> <p align="right" style="text-align:right"><span style="font-size:16px;">“Bir şair: Ahmed Arif</span></p> <p align="right" style="text-align:right"><span style="font-size:16px;">Toplar dağların rüzgârlarını</span></p> <p align="right" style="text-align:right"><span style="font-size:16px;">Dağıtır çocuklara erken.”<a name="_ftnref1"></a><a href="file:///C:/Users/PC/Downloads/0AHMEDAREF2022.doc#_ftn1#_ftn1" title=""><sup><span style="text-decoration:none">[1]</span></sup></a></span></p> <p style="text-align:justify"></p> <p style="text-align:justify"></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">“Sosyalist Türk şairi”<a name="_ftnref2"></a><a href="file:///C:/Users/PC/Downloads/0AHMEDAREF2022.doc#_ftn2#_ftn2" title=""><sup><span style="text-decoration:none">[2]</span></sup></a> tahrifatına karşın TKP’li, baba tarafından Kerküklü, ana tarafından Erbil Kürdû; şiirindeki derinlikle; dizelerinde hesap soran; öfkenin, inceliklerin şairidir O…</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">Yaşamı, düşlerine tıpatıp uygundu: Yalansız dolansız; dürüstçe dik durup, diklenen; her daim haksızlığın karşısına çıkan; emek ve eşitlikten yana “deli-kanlı”lığı yaşam praksisine/ felsefine tahvil eden; sözünü esirgemeyendi şiirlerindeki gibi…</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">Yarattığı her dize yaşadıklarının izini taşırken; şiirinde adaletsizliğe, namussuzluğa, eşitsizliğe, haksızlığa karşı isyanı dillendiren direncin şiiriydi ve sevgiliye bahar gülleri takmayı düşleyecek denli tutkunu; “Ve ben şairim./ Namus işçisiyim yani/ Yürek işçisi,” haklılığıyla…</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">Ve en önemlisi de şu dizelerindeki ısrarla: “Öyle yıkma kendini/ Öyle mahzun, öyle garip./ Nerede olursan ol,/ İçerde, dışarda, derste, sırada,/ Yürü üstüne üstüne,/ Tükür yüzüne celladın,/ Fırsatçının, fesatçının, hayının/ Dayan kitap ile/ Dayan iş ile./ Tırnak ile, diş ile/ Umut ile, sevda ile, düş ile/Dayan rüsva etme beni.//</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">Gör, nasıl yeniden yaratılırım,/ Namuslu, genç ellerinle./ Kızlarım,/ Oğullarım var, gelecekte,/ Her biri vazgeçilmez cihan parçası./ Kaç bin yıllık hasretimin koncası,/ Gözlerinden,/ Gözlerinden öperim,/ Bir umudum sende,/ Anlıyor musun?”</span></p> <p align="center" style="text-align:center"><span style="font-size:16px;">* * * * *</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">“Umutsuzluk yasak”tır Onun kitabında; Veysel Öngören ile söyleşisinde ifade ettiği üzere: “Umutsuzluğa düşmek bir devrimciye yasaktır… Çünkü devrimcinin kendisi, insanlığın yarını ve umududur. Bir kural, bir ilkedir bu. Namussuzluğun, alçaklığın egemen olmadığı, soylu, güzel ve onurlu bir dünya, bu temel ilke üzerinde kurulur.”<a name="_ftnref3"></a><a href="file:///C:/Users/PC/Downloads/0AHMEDAREF2022.doc#_ftn3#_ftn3" title=""><sup><span style="text-decoration:none">[3]</span></sup></a></span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">Onun şiiri emekçilerin, Kürt insan(lar)ının yaşamı iç içe iken; dizeleriyle zulme uğrayanların umudunu nasıl yeşertip, direnme gücü verdiği herkesin (b)ilgisi dahilindedir.</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">“Ama”sız, “fakat”sız yalın dizeleriyle, unutturulmak istenen tarihin altını çizip, toplumsal bilincin beslenmesine katkı sağlamıştır.</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">Şu örnekten üzere: “Öğretmen, ‘Bak Ahmed Abi, anamla ilgili bir anım var, sana onu anlatayım. Hapisten çıktık, bizim evde oturuyoruz... Hep birlikte hapis yatmışız... Anam, ‘Oğlum bırakın bu dedikoduları’ diyor ‘Ev bark sahibi olun, bir işe girin’. Arkadaşlardan biri bir gün, ‘Bak teyze, sana bir şiir okuyayım’ dedi ve senin kitabını çıkardı. Başladı ‘Otuz Üç Kurşun’u okumaya... Anam ne dedi biliyor musun? ‘Girin ulan, hepiniz hapse girin, ben hepinize bakarım...’ Anam ondan sonra bu olayın hikâyesini ayrıntılı olarak anlattı bize...’ der!”<a name="_ftnref4"></a><a href="file:///C:/Users/PC/Downloads/0AHMEDAREF2022.doc#_ftn4#_ftn4" title=""><sup><span style="text-decoration:none">[4]</span></sup></a></span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">Bir şey daha: Hapishaneye götürülmek üzere elleri kelepçeli iki yanında iki jandarma trene biner kompartımana oturturlar. Ardından yanlarına öteki yolcular da gelip oturur. Yolculardan biri döner ellere kelepçeli Ahmed Arif’e bakarak sorar: - Suçun ne, neden gidiyorsun hapishaneye? Yanıtlar: -Sevdadandır… diye.</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">1955’te sevdalandığı Leyla Erbil’e mektubunda da şöyle anlatır mücadelesini: “Yaptığımız ne ki, kimselerin karnında açlığı, ayağında yalınlığı ve sırtında çıplaklığı kalmasın diye ömrümüzden bir parça vermek. Hepsi bu”<a name="_ftnref5"></a><a href="file:///C:/Users/PC/Downloads/0AHMEDAREF2022.doc#_ftn5#_ftn5" title=""><sup><span style="text-decoration:none">[5]</span></sup></a> ve “Üsküdar’dan bu yan lo kimin yurdu?” sorusuyla Asi Fırat’ı, Hamravat Suyu’nu, Mengene Dağı’nı serer gözlerimizin önüne…</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">Halkı, gözbebeğidir Ahmed Arif’in. Onların aşına, ekmeğine göz koyan “kapitalist ahlâksızlıklara” ve “burjuva üçkâğıtçılarına” öfkelidir. Halkını onlarla mücadele etmeye çağırır, “...Tükür yüzüne celladın, fırsatçının, fesatçının, hayının...” diye.</span></p> <p align="center" style="text-align:center"><span style="font-size:16px;">* * * * *</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">Burada durup sözü, Siverekli bir Kürt şaire, Hicri İzgören’e bırakalım:</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">“Hayat dediğimiz koca bir kara kutudur. Tüm hikâyelerimiz orda saklıdır. Birey ya da toplum açısından fark etmez. Bazen tersten eser rüzgâr. İzlediğimiz her görüntü, dinlediğimiz ya da dillendirdiğimiz her söz anlamını yitirmiş gibi olur. Şarkımızı, şiirimizi, sevdamızı unutmuş gibi oluruz. Ancak en zor durumda bile bizi yalnız bırakmayan bir umut vardır…</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">İnsan umutsuz edemez, günlerin getirdiği acı ve hüzün de olsa, yanı başımızda umut duyumsatıyorsa kendini, sorun da zorluk da bu hayata vız gelir.</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">İnsanlık en çok ihtiyaç duyduğu zamanda uzanmış bir yardım eli gibidir ama bu el dışarıdan değil, kendi içimizden uzanan duygu yüklü bir eldir. İnsana dair duyuş ve düşünce biçimlerinin en güçlüsü, en görkemlisidir. Adı umuttur. Onun üzerine nice kitaplar yazılmış, şarkılar bestelenmiş, şiirler söylenmiştir.</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">Bazen masamızın üstü gibi zihnimizin darmadağınık olduğu bir zamanda, aralık kalmış bir kapıdan sızan serin bir rüzgâr gibi gelir… Adı umuttur. Hoş gelmiştir. Bize düşen onu en güzel şekilde ağırlamak, konuk etmektir. Bize düşen artık onun adına uygun sevda ile bir şiir mırıldanmaktır A. Arif gibi…</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">Adı umuttur. Tarifi zordur ve hep en zor zamanda gelmeye meyillidir. Tüm yolların kesildiği anlarda, yöntemlerin çuvalladığı zamanlarda gelir. Ne duygularımızın ufuk çizgisi ne de aklımızın kısır döngüsü engelleyemez onu. Gelir tıklatır kalbimizin kapısını. Adı umuttur.”<a name="_ftnref6"></a><a href="file:///C:/Users/PC/Downloads/0AHMEDAREF2022.doc#_ftn6#_ftn6" title=""><sup><span style="text-decoration:none">[6]</span></sup></a></span></p> <p align="center" style="text-align:center"><span style="font-size:16px;">* * * * *</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">Sonrası da Onun “Terketmedi Sevdan Beni” dedirten dizelerindedir!<a name="_ftnref7"></a><a href="file:///C:/Users/PC/Downloads/0AHMEDAREF2022.doc#_ftn7#_ftn7" title=""><sup><span style="text-decoration:none">[7]</span></sup></a></span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">“Seni, anlatabilmek seni./ İyi çocuklara, kahramanlara./ Seni, anlatabilmek seni,/ Namussuza, haldan bilmez,/ Kahpe yalana.” ? “Art-arda kaç zemheri,/ Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu./ Dışarda gürül-gürül akan bir dünya.../ Bir ben uyumadım,/ Kaç leylim bahar,/ Hasretinden prangalar eskittim./ Saçlarına kan gülleri takayım,/ Bir o yana,/bir bu yana...”</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">“Seni, bağırabilsem seni,/ Dipsiz kuyulara,/ Akan yıldıza,/ Bir kibrit çöpüne varana,/ Okyanusun en ıssız dalgasına/ Düşmüş bir Kibrit çöpüne.” ? “Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,/ Yitirmiş öpücükleri,/ Payı yok, apansız inen akşamdan,/ Bir kadeh, bir cıgara, bir dalıp gidene, Seni, anlatabilsem seni.../ Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır/ Üşüyorum, kapama gözlerini...”</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">“Bunlar,/ Engerekler ve çıyanlardır,/ Bunlar,/ Aşımıza, ekmeğimize/ Göz koyanlardır,/ Tanı bunları,/ Tanı da büyü”…</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">“Biz ki yarınıyız halkın,/ Umudu, yüz akıyız,/ Hıncı, namusu./ Şafakları,/ Taa şafakları/ Hey canım,/ Kalbim, dinamit kuyusu”…</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">“Nerede bir can ölse,/ oralı olur yüreğim./ Olmalı zaten./ Olmazsa insan olmaz yüreğim”…</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">“Çiçek gibi insanların kalbini kırdınız,/ Bahçeleriniz bahar görmesin”…</span></p> <p align="center" style="text-align:center"><span style="font-size:16px;">* * * * *</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">Özetin özeti: Hem mecazi hem somut anlamda prangalar eskiten toplumcu gerçekçi şiirin usta şairlerindendi. Özgün, tutkulu, müthiş ezgili dizeleri kaleme aldı; duru bir dille, “Üşüyorum kapama gözlerini,” dedi.</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">“Şiir, bana sevinç, mutluluk vermiyor. İçinde boğulacağım acılar veriyor... Ama eğer şiirlerim, düşünceler ve yürekler arasında bir ilişki, bir bağ kuruyorsa, o zaman mutlu oluyorum,” diye eklerken, yaşamının özü: “Vurun ulan vurun, ben kolay ölmem,” dizeleriydi…</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">Kolay mı? Refik Durbaş ile söyleşisinde, “Ben büyük değilim. Halkımın sıradan ve gariban bir ozanıyım. Lütfen bunu belirt. Buna inanıyorum ve onur duyuyorum. Bazı adamlar ‘Son elli yılın en iyi kitabını ben yazdım,’ diyorlar. O kendi iddiası muhteremin. Nâzım Hikmet’in memleketinde böyle laflar edilir mi?”<a name="_ftnref8"></a><a href="file:///C:/Users/PC/Downloads/0AHMEDAREF2022.doc#_ftn8#_ftn8" title=""><sup><span style="text-decoration:none">[8]</span></sup></a> diyecek kadar mütevazı iken; dizeleriyle her gün yeniden doğan büyük ve yüreğe dokunan şairdi; ‘Hasretinden Prangalar Eskittim’, ‘Anadolu’, ‘Adiloş Bebenin Ninnisi’, ‘Otuz Üç Kurşun’ ve daha nicesiyle hayat(ları)mıza süzülen sesti O…</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">Ona dair son söz de yine kendi dizelerinden olsun: “Ömrümüz çelimsiz, kısa./ Çabamız korkunç ama.”</span></p> <p style="text-align:justify"></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;">18 Haziran 2022 09:42:52, İstanbul.</span></p> <p style="margin-left:318.0pt; text-align:justify"></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;"><b><i>N O T L A R</i></b></span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;"><a name="_ftn1"></a><a href="file:///C:/Users/PC/Downloads/0AHMEDAREF2022.doc#_ftn1#_ftn1" title=""><sup><span style="text-decoration:none">[*]</span></sup></a> Kaldıraç Dergisi, No:253, Ağustos 2022…</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;"><a href="file:///C:/Users/PC/Downloads/0AHMEDAREF2022.doc#_ftnref1#_ftnref1" title=""><sup><span style="text-decoration:none">[1]</span></sup></a> Cemal Süreya.</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;"><a name="_ftn2"></a><a href="file:///C:/Users/PC/Downloads/0AHMEDAREF2022.doc#_ftnref2#_ftnref2" title=""><sup><span style="text-decoration:none">[2]</span></sup></a> Okan Toygar, “Halka Adanmış Bir Yürek”, Cumhuriyet, 2 Haziran 2021, s.2.</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;"><a name="_ftn3"></a><a href="file:///C:/Users/PC/Downloads/0AHMEDAREF2022.doc#_ftnref3#_ftnref3" title=""><sup><span style="text-decoration:none">[3]</span></sup></a> aktaran: Lâtife Metli Türkyılmaz, “Anlatabilmek Seni”, Birgün, 3 Haziran 2021, s.15.</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;"><a name="_ftn4"></a><a href="file:///C:/Users/PC/Downloads/0AHMEDAREF2022.doc#_ftnref4#_ftnref4" title=""><sup><span style="text-decoration:none">[4]</span></sup></a> Refik Durbaş, Ahmed Arif Anlatıyor: Kalbim Dinamit Kuyusu, Cumhuriyet Kitap., 2. Baskı, 2009.</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;"><a name="_ftn5"></a><a href="file:///C:/Users/PC/Downloads/0AHMEDAREF2022.doc#_ftnref5#_ftnref5" title=""><sup><span style="text-decoration:none">[5]</span></sup></a> Leylim Leylim Ahmed Arif’ten Leyla Erbil’e Mektuplar, Türkiye İş Bankası Kültür Yay., 10. Baskı, 2016, s.72-73.</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;"><a name="_ftn6"></a><a href="file:///C:/Users/PC/Downloads/0AHMEDAREF2022.doc#_ftnref6#_ftnref6" title=""><sup><span style="text-decoration:none">[6]</span></sup></a> Hicri İzgören, “Adı Umuttur”, Yeni Yaşam, 24 Mart 2022, s.10.</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;"><a name="_ftn7"></a><a href="file:///C:/Users/PC/Downloads/0AHMEDAREF2022.doc#_ftnref7#_ftnref7" title=""><sup><span style="text-decoration:none">[7]</span></sup></a> Ahmed Arif, Hasretinden Prangalar Eskittim, Bilgi Yayınevi, 1968.</span></p> <p style="text-align:justify"><span style="font-size:16px;"><a name="_ftn8"></a><a href="file:///C:/Users/PC/Downloads/0AHMEDAREF2022.doc#_ftnref8#_ftnref8" title=""><sup><span style="text-decoration:none">[8]</span></sup></a> https://www.cafrande.org/ahmed-arif-hasretinden-prangalar-eskittim-kitabının-yayınlanma-öyküsünü-anlatıyor/</span></p> <p style="text-align:justify"></p>