8 Mart.

Binyıllardır kadına vurulan prangaların yükünü atmak, zincirleri kırmak, zincirlerin yara tutmuş nasırlaşmış izlerini silmek zincir vurulanlara karşı dikilmek elbette kolay değil. Ama tarihin en karanlık dönemlerinde bile ezen ile ezilenler arasındaki sınıf kavgasında kadınlar, emek cephesinde önemli rol oynamışlardır.
Köle ayaklanmalarından, eli yabalı kadınlardan ve Paris komünün barikat savaşçı kadınların yürüttükleri tarihsel mücadelede sekiz mart dünya emekçi kadınların mayası verilmiştir.

Kadın kurtuluş mücadelesinde elbette ki işçi sınıfının bir parçasıdır. Ondan bağımsız değil ama özgüllükleri vardır. Sosyal devrimin korkusuz militan kadınların mücadelesinin amaç ve hedefi de budur. Bu mücadelenin değişim ve dönüşümün kavgası 
Bu anlamıyla 8 Mart’ı anmak işçi sınıfın mücadelesini yaratan yiğit kadınlara tarihsel borcumuz vardır.

Kapitalizmin ortaya çıkışıyla kadınların mücadelesi bambaşka bir boyut kazandı. Emekçi kadınların kapitalist sömürü ve erkek-egemen toplum yapısı nedeniyle karşı karşıya kaldığı sorunlar derinleşerek arttı. 
Bu vahşi kapitalist sisteme karşı mücadele eden, uluslararası komünist ve sosyalist kadınların yarattığı tarihsel mirasın temsilcilerinden sadece bir kaçının ismini burada zikretmek isterim;
Laura Lafargue, Elenaor Marx-Aveling, Adelheid Popp, Clara Zetkin, Rosa Luxemburg, Yelena Dmitriyevna Stassova, Aleksandra Kollontay, Inessa Armand, Anna ve Maria İlyiniçya, Nadejda Krupskaya, Zehra Kosova, Behice Boran… 


6 Şubat’ta yaşadığımız depremin yarattığı acılarla 8 Marta giriyoruz. 22 yıldır iktidarda olan AKP-MHP-Saray REJİMİ; yaratığı siyasal, toplumsal yıkım gerçekleştirdiler.
Depremin ortaya çıkışıyla bu rejim FAY hatların yarattığı tahribatın altında kaldılar.

Türkiye’de; büyük siyasal, sosyal, iktisadi ve yönetim krizin yaşandığı bir dönemde 8 Mart’ı anıyoruz. 
Kadınlar her dönemde olduğu gibi bu yılda erkek egemen düzene karşı daha örgütlü ve güçlü duracağına benziyor.

Kadına yönelik şiddete, taciz, tecavüz, adaletsizliğe ve savaş politikalarına, ekolojik yıkıma ve talana karşı bu yıl  alanlarda haykıracaklardır.

Özellikle geçtiğimiz bu tarihi kavşağın önemli sürecinde kadın örgütleri başta olmak üzere, kadın dayanışması olarak gönüllülük esasında yürütülen çalışmaların geliştirilmesi ve desteklenmesi büyük bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu vesile ile kadınlar bu yılki 8 Mart’ı her zamankinden daha güçlü bir şekilde karşılayacaklar. 
Erk-Sistemin şiddetine karşı öfkemizi kuşanarak alanlarda buluşalım…