Deniz’in Helvası

Bir coğrafyanın kederi düştü yine payımıza, Onlar Deniz’imizi aldılar bizden, biz de ağladık, çok ağladık, ağlayan bütün dilleri anladık ama biz yine de kendi dilimizle ağladık. Gurbetin değiştiremediği kaderine ağladık, gençliğine ağladık, annesinin öfkeyi eriten barış sevdasına ağladık. Ağladık gerçekten ağladık. Ağaca sarıldık, toprağa sarıldık, suya, yalnızlığımıza, kırgınlıklarımıza sarıldık. Acıyla dağlanan yüreğimize göz yaşlarımızla su taşıdık kararınca acıyı söndürmeyen ama umudu da güçlendiren damlalarla...

Biz ağlarken konuştu siyasiler, o zaman daha çok ağladık , suretsiz aynalardaki yüzsüzlüğün içimizi yıkayan aldanışınaydı belki de. Bile bile bu aldanışın kollarında başımızı yasladığımız omuzda bıraktık göz yaşlarımızı, kan aktı zulüm aktı deniz ile karanın içiçe geçmişliği gibi kardeşliğin , sevda ile barışın haritasızlığı gibi coğrafyanın keskin kılıcında tuzluydu acıydı yalansızdı yaşlarımız onlar bizi anlamayız bilmeyiz mi sandılar! Sur’dan Cizre’ye , Nusaybin’den Silvan’a kentler ablukaya alınıp orada yaşayan halkın üzerine bombalar yağarken “ Bu halka yapılan bir zulümdür “ diyememenin pişmanlığı mı yoksa seçim manevraları mı ?

Planlı prıogramlı faşist saldırıydı.

İktidarın Haziran ve kasım 2015 seçimleri arasında sırf savaş politikalarına yeniden dönüldüğü için oylarını arttırdığını unutmuş gibiydiler.

”Türkiye tehdit şiddet ve provakasyonlarla demokratik siyaseti yok etmeye çalışan anlayışa geçit vermeyecek” dediler.

Avrupa Konseyinde akp ile birlikte ; “ AKP muhlefete, muhalif basın kuruluşlarına, muhalif yurttaşlara baskı yapmıyor” dediklerini unutmuş gibiydiler...

“Bu senaryoyu daha önce yaşadık, bu kez halkımız yutmaz.uyarıyorum, kimse bu provakasyonlardan medet ummasın!” Dediler.

Kendileri muhalefet edememişken Mecliste tek başına direnen HDP’li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasında “ Anayasaya aykırı ama EVET “ dediklerini unutmuş gibiydiler.

“ Bu kurşunlar, hepimize ,kardeşliğimize,birlikteliğimize,geleceğimize sıkıldı,asla ölmeyeceğiz beraber devam edeceğiz,kardeşce çok güzel bir geleceği birlikte kuracağız” dediler

Coğrafyamızın bu kentin paryası olduğunu hatırlattıklarını unutmuş gibiydiler...

Galiba konuştukça konuşulan sustukça da susulan yüzyıllık aşklar gibi bir şey şu siyaset.

Bugün Deniz’in helvasını karmaya geldiler siyaseten. İnsan olarak ağladılar belki ama siyaseten sahteydiler çok sahteydiler... Ateşi harlayamadılar, ellerine oy kaygısıyla bulaşmış unları silkelemekle helva karılmadı. Kırk yıldır CHP’yi devrimcileştirmeye çalışanların arzusuydu belki de Ufku CHP ile sınırlı soyalistlerin kendini avutmasıydı belki de güzellemeler yaptılar kaşık demirdendi tutamadılar karamadılar Deniz’imizin helvasını.

Amasız fakatsız umudu büyütmek, barışa ses vermek lazım yoksa bu ülkeye adalet gelmez beyler!

Madem ki dayanışmadan yana mühürlemişiz kalbimizi, gelin bu helvayı birlikte karalım ama biraz samimiyet biraz da mahviyetle ateşe dokunmak gerektiğini de bilerek.

Deniz’imizin helvası için acıyla dağlanan yüreğimize göz yaşlarımızla su taşıdık kararınca , acıyı söndürmeyen ama umudu da güçlendiren damlalarla ateşi harladık, köz olduk sonra.

Selam olsun süreç ne olursa olsun barışcıl çözümden yana duruşunu bozmayan HDP’ye

Selam olsun ateşi tutan elleri tutma cesareti gösterenlere

Selam olsun barış için yıldız olan Deniz’imize.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Ötekilerin Gündem’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.