Hissiyat ve gözlemim bu… Nereden çıktı bu!! Kızan okur da sakinleştiyse… başlayalım… Önce özetler: Danıştay’ın ‘andımız’ kararı, rutini salladı… Süt liman siyasi ortamı kendi çapında dalgalandırdı… “Kendi çapında” diyorum ama… Siyasette “kartlar yeniden karılıyor” klişesine sarılanlar dahi oldu… Abartı mı? Bence de… Fakat kabul etmeli… “Kartlar…” mübalağasına zemin doğdu… (Yoksa yaratıldı mı?) Görüntülerle yetineceksek: Cumhur ittifakı gitti geldi… Geldi mi? “Cumhur” salıncakta keyif çatsın… Biz meseleyi mevzumuza bağlayalım… ‘Af’ meselesi gibi diğer “kriz” noktaları bir yana… AKP ile MHP ittifakının “andımız” sebebiyle allak bullak oldu, görüntüsü vermesi… DANIŞTAY’IN ‘ANDIMIZ’ KARARINDA VAR BİR HİNLİK AMA… Ya da öyle görünsün hesabı ile… “Andımız” İktidar koalisyonunu çatlattı havasının bile isteye köpürtülmesi… “Andımız” atışmasının icap ettiği hal ve mekânlarda ‘kırmızı çizgi’ye boyanması… Yine… “AKP-HDP yakınlaşması” yorumlarına yol açtı… Misal. .

Hissiyat ve gözlemim bu…
Nereden çıktı bu!!
Kızan okur da sakinleştiyse… başlayalım…
Önce özetler:
Danıştay’ın ‘andımız’ kararı, rutini salladı…
Süt liman siyasi ortamı kendi çapında dalgalandırdı…
“Kendi çapında” diyorum ama…
Siyasette “kartlar yeniden karılıyor” klişesine sarılanlar dahi oldu…
Abartı mı?
Bence de…
Fakat kabul etmeli… “Kartlar…” mübalağasına zemin doğdu… (Yoksa yaratıldı mı?)
Görüntülerle yetineceksek:
Cumhur ittifakı gitti geldi…
Geldi mi?
“Cumhur” salıncakta keyif çatsın…
Biz meseleyi mevzumuza bağlayalım…
‘Af’ meselesi gibi diğer “kriz” noktaları bir yana…
AKP ile MHP ittifakının “andımız” sebebiyle allak bullak oldu, görüntüsü vermesi…

DANIŞTAY’IN ‘ANDIMIZ’ KARARINDA VAR BİR HİNLİK AMA…


Ya da öyle görünsün hesabı ile…
“Andımız” İktidar koalisyonunu çatlattı havasının bile isteye köpürtülmesi…
“Andımız” atışmasının icap ettiği hal ve mekânlarda ‘kırmızı çizgi’ye boyanması…
Yine…
“AKP-HDP yakınlaşması” yorumlarına yol açtı…
Misal...
T24 Sitesi “Kulis”ten bildirdi:
“Bahçeli’nin ittifakı sonlandırmasının temelinde ‘AKP-HDP’nin İstanbul flörtü’ mü var?” (23 Ekim 2018)
“Selahattin Demirtaş serbest bırakılabilir” rivayeti zaten dolaşımdaydı…
Bu ahval ve şerait içinde…
Yeniden…
“Çözüm süreci…”  başlayacak şayiası dolaşıma sokuldu…

BAK ŞU TESADÜFE: YİNE SEÇİM, YİNE ‘MASA’ ŞAYİASI


HDP cenahından ilk çağrı Eş Başkan Sezai Temelli’den geldi:
“Gelin masaya oturalım” (23 Ekim 2018)
Temelli’yi, Pervin Buldan takip etti:
‘Müzakere süreci bir kez daha başlamalı’ (27 Ekim 2018).
Ömer Çelik anında cevap verdi:
“Müzakereden bahsedenlerin dili, terör örgütü dilidir. Meşruiyeti yoktur.”
Temelli de Çelik’i karşılıksız bırakmadı:
“Barışa dair atılacak tüm adımların önünü tıkayarak iktidar ömrünü uzatmaya çalışıyor”(28 Ekim 2018).
“Müzakere yeniden başlasın” açıklamaları bu minvalde seyrederken…
İstanbul’da (3+1)(*)“4’lü Zirve” toplandı…
Ezcümle, “siyasi çözüm” dedi (28 Ekim 2018)
Bir gün sonra…
Mesela hürriyet. com.tr’den okuduk:
Fırat’ın doğusuna Fırtına ateşi(29 Ekim 2018)
Özeti:
TSK, “Fırtına obüsleriyle” PYD mevzilerini vurdu…
Mesaj:
Mesela, El Kaide artıkları dahil…
Cihatçı örgütleri kapsayacak “siyasi çözüm”, hayır, “Fırat’ın doğusu” için geçerli değil… idi.

‘SÜREÇ’ YENİDEN VE SAHİDEN MÜMKÜN MÜ?


Türk topçu ateşi “obüsler”le bir kez daha tebliğ ediyordu…
İrfan Aktan da gazetedavar’daki köşesine “HDP neden etkili muhalefet yapamıyor?” başlığını açar…ve…
Diyarbakır izlenimleriyle sorusunun cevabını resmeder:
“… şehirde adım başı resmi-sivil polisler ve teknolojik cihazlarla donandırılmış araçları kimseye ne göz açtırıyor ne de söz. OHAL koşulları olduğu gibi devam ediyor(…) karakola çevrilmiş bir alanda siyaset yapma olanaklarının tükendiğinin…”(29 Ekim 2018)
Daha önce düşen haberler de Aktan’ın gözlemlerine ‘çeşni’ gibidir:
“HDP görünümlü AKP’liler boykot çalışması yapıyor” (‘8 Ekim 2018)
Osmanlı’da oyun çok ama…
Galiba farkında olanlar da var…
Diyarbakır Merkezli SAMER’in analizi misal…
artıgerçek.com’a Bahçeli-Erdoğan “gerilimi”ni değerlendirirken…
Mesela Yüksel Genç, hayli iddialı tespitte bulunuyor: Erdoğan-Bahçeli tartışması blöf…(mü?)
Genç meseleyi yaklaşan seçimin ”Kürt oyları”  boyutuna işaret ederken…

KAYIKÇI DÖĞÜŞÜ ŞÜPHESİ


Bahçeli’nin de Erdoğan gibi Kürt oylarının AKP’ye gitmesini istediğini savunuyor:
“MHP Erdoğan’ın, cumhur ittifakı içerisinde AKP’nin elini güçlendirerek, Kürt oylarına talipkarlık sürecini güçlendirmeye çalışıyor…”
Yüksel Genç muhtemelen sadece kendi görüşlerini ifade etmiyor…
Çok sayıda Kürt’ün de hislerine tercüman olduğunu varsayabiliriz…
Ancaaak…
Erdoğan’ın, “andımız” kararından ötürü Danıştay’ı tel’in ederken sarf ettiği…
“Sizin Türkçülük yapma hakkınız var ama benim Kürt vatandaşımızın Kürtçülük yapmak hakkı doğar” (26 Ekim 2018)…
sözlerinin liberaller başta, pek çok çevreyi heyecanlandırdığını da hissedebiliyoruz…

UMUT TACİRLERİ SEÇMEN AVCILIĞI MESAİSİNDE


Seçim süreci yaklaştıkça Kürt oylarını çekme hesabıyla bu tür duyarlılıkları avlamaya/tavlamaya dönük beyanların da artmasını beklemeliyiz…
Tecrübe bunu diyor…
Şunu da söylüyor:
Saray’dan “barış”,  “süreç”… çağrışımlıatılacak oltaları parlatmaya dönük çıkışlar karşılıksız kalmayabilir…
Evet… Kürt siyasi hareketinin imhası şartlarına rağmen…
Yanılıyor muyum?
Pekiii…
24 Haziran Seçim sürecinde, bugüne kıyasla, çok mu umudu besleyen bir ortam vardı?
Elbette hayır ama…
Girin arşive bakın…
24 Haziran sürecinde de…
Bir yandan HDP’nin ensesinde boza pişirildi…
Ama bir yandan da…
Tıpkı şimdilerde işaretleri görülen yeniden “müzakere süreci” umudu empoze edildi…
“Barış süreci yeniden” neden olmasın görüşleri sergilendi…
Misal mi?
Hatırlatayım…
Enteresan bir isim…

FİLM DE YAPIMCILAR DA AYNI


Cumhur Başkanı Başdanışmanlarından İlnur Çevik, fitili ateşleyen oldu…
Habertükk TV’de, Kübra Parsordu (17 Nisan 2018):
“Yenibirçözümsürecigelebilir mi?”
İlnurÇevik, asistyaptı:
“Seçimlerdensonrayenidençözümsüreciolabilir, niyeolmasın.”
Beklenebileceğiüzere…
Saray Sözcüsü İbrahim Kalın: Yeni bir çözüm süreci yahut açılım gündemde değil (18 Mayıs 2018)
Kürt seçmeni paralize etmeye…
Erdoğan karşıtlığını soğutmaya dönük bir tartışma startı onaylayacak değildi ya Kalın…
Sözcü, rolünü oynadı ama…
“Müzakere” umudu tüpten çıkmıştı… Ve…
Ahmet Takan, Yeni Çağ’da sızdırmayı sızdırdı:
“Kısa adı DPI olan.. İngiltere derin devletine bağlı bir düşünce kuruluşu”nun davetlisi olarak biri Kürt, “AKP’den çok önemli 3 isim İngiltere’ye gitti” diye yazdı…
“… iktidarın yeni ‘çözüm süreci’ arayışları ve Erdoğan’ın bunun için İngiltere ile yürüttüğü arka kapı diplomasisi iddiaları”ndan söz etti… (19 Nisan 2018)
Ve arkası geldi...

MÜZAKERE İHTİMALİNİ SEVDİRDİLER…


Muhalif kalemler de topa girdi…
Misal. Koray Düzgören….
artıgerçek.com’daki köşesinden tartışmaya  katıldı…
Koyduğu mesafeyi, başlığına çekti soru ile ifade etti:
Kürt oyları için yeni bir ‘Barış Süreci’ umudu mu? (19 Nisan 2018)
Düzgören’in yazısı kuşku ve uyarı yüklüydü:
“Seçim öncesinde AKP’den uzaklaşan Kürt oylarını avlamak (!) için yeni bir ‘Barış Süreci’ umudu mu parlatılacak?”

EMPOZE EDİLEN HAVA ETKİLİ DE OLDU…


Oysa daha iyimser yaklaşanlar da vardı…
Fehim Işık mesela…
artıgerçek. com’da“Erdoğan, İngiltere’nin arabuluculuğuna hazır mı?” diye sordu… (23 Nisan 2018)
Işık, “…klasik düşünmek gerekmiyor” telkininde bulunurken…
“… üstten bakma alışkanlığından vazgeçmeyip AKP’yle çözüm olmaz diyenler”e takıldı…
İktidar cenahından ucu gösterilip çekilen “masa” lafının gündeme gelmesini, Kürt hareketinin her şeye rağmen ayakta kalma gücüne bağladı…
Erdoğan’ın, “güç yetirmediği için [İngiltere’nin] “3. tarafların dolaylı girişimlerine –sessiz de olsa– onay veriyor” diye yazdı…
Kürt hareketine dair kıymetli gözlemleri olan gazeteci olarak Işık’ın, yeniden “masa” ihtimaline kapıyı açık tutan değerlendirmesini diğerleri izledi…

İNGİLTERE YİNE UÇAK KALDIRIR MI ACEP


Bu arada, İngiltere, Oslo’ya uçaklar kaldırdı…
Lakin…
“Müzakere masası” hayalinden geriye, tespih tanesi gibi dizilen katılımcıların fotoğrafı kaldı…
Barış sever İngiltere’nin insaniyet namıma barış sevgisidaim ve bakidir elbette ama…
Yazılanlar yazıldığıyla, uçurulan umutlar istismar edildiğiyle kaldı…

HER HIYAR SOYANA TUZLUK YETİŞTİRMEK NİYE!


Ve ben bugün size çok değil üç beş öncesini…
24 Haziran Seçim sürecinde olan biteni hatırlatarak…
Aynı filmin yine yeniden vizyona sokulduğu/sokulacağı intibaımı paylaşıyorum…
Bana kalırsa… Barış istismarcılarına ve umut avcılarının mesaisin tek amacı var:
Barışın kulağını gözünü AKP’ye dikmesini sağlamak…
Bilhassa HDP’nin…
Ama elbette tüm devrimci öznelerin bunun bilinciyle hareket etmesi sadece Saray’ın Kürt oy avcılığını ıskartaya çıkarmakla kalmaz…
Tek adam rejimine karşı emekçi halkların ortak mücadelesi içinde adil ve sahici barışın inşasının yolunu da tahkim eder
Öyleyse…
Her hıyar soyana tuzluk yetiştirme heyecanına kapılmak niye!
——---
(*) “İstanbul mutabakatı” lansmanı yapılsa da, “Zirve”den akılda kalan ayrılıkların vurgulanması oldu. Ve saflaşmayı açık etti. Türkiye, Fransa ve Almanya bir yanda, Rusya tek başına görüntü verdiği için 3+1 ifadesini kullandım.