1 Eylül 1939 Hitler faşizminin Polonya’yı işgali ve II. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın yıl dönümü. Hitler yenildi. Dünyanın dört bir yanındaki yeni Hitler bozuntularını yine yenebiliriz.

Savaşı olağan hale getirdiler. Dört yanımızda patlayan silah sesleri var. Yanı başımızda Rusya-Ukrayna Savaşı” olarak tezahür etse de biliyoruz ki bu savaş NATO’nun, emperyalist Batı’nın Rusya’ya ve Çin’e ve bir bütün olarak rakip emperyalist güçlere karşı bir güç gösterisi. Aynı zamanda müttefiklerine bir ayar verme hizaya sokma savaşı. Bir savaş örgütü olan NATO’yu ABD’nin silahlı gücü haline getirmiş olan ABD Ukrayna’yı finanse ederek yeni yıkımlara neden oluyor. Rus-Ukrayna savaşında aradan geçen iki yıllık süre içinde 25 bin insan yaşamından oldu. Sakat kalanlar, yerini yurdunu terk etmek zorunda kalanları sayarsak milyonlarca insanı etkileyen bu savaş, başını ABD’nin çektiği koalisyon tarafından sürdürülüyor. Zelenski bir emperyalist kukla olarak sahnede olsa da arkasındaki güçlerin kimler olduğu ayan beyan ortada. Ukrayna, emperyalist güçlerin üssü olarak işlev görüyor. Rusya’ya ve eski Doğu Bloku ülkelerine karşı çözme ve savaş için yığınak yapıyorlar. Savaşın sonucu olarak ortaya çıkan gıdadan diğer sorunlara kadar birçok gelişmenin de lütuf sunucuları olarak sahnede dolaşıyorlar.

Rusya-Ukrayna savaşının hangi amaçlarla yapıldığının çokça kanıtı olmakla birlikte son olarak ABD’li bir siyasetçinin söylediği sözler her şeyi gösteriyor. Rusya Ukrayna savaşı para ve silah için sürdürülüyor. NATO’nun bu süre içinde genişlemeye devam ettiği biliniyor. 12 üye ülkeyle kurulan NATO bugün 31 ülkeyi bünyesinde toplamış bulunmakla yetinmiyor. Ancak bir bölüm ülke bu savaşın bir “yük” haline geldiğini görüyor. “Luhansk ve Donetsk’i Rusya’ya bırakın bu iş bitsin” noktasına gelenler olduğu gibi, ABD senatosunun en zengin ve aynı zamanda en yalancı üyelerinden olan Demokrat Senatör Richard Blumenthal gibi yeni silahlar için 24 milyar dolar destek önerisinde bulunanlar da var. Blumenthal, Ukrayna savaşına yatırdıkları paranın karşılığını fazlasıyla aldıklarını söyledikten sonra; “Yıllık asgari bütçemizin yüzde üçünden daha az bir yatırımla Rus silahlı kuvvetlerini yarı yarıya zayıflattık” diyor. Rusya’nın zayıflayıp zayıflamadığı bir yana Blumenthal’ın 24 milyar dolar ile ABD’li silah tüccarlarından silah alıp Ukrayna’ya vermeyi önerirken aynı zamanda bunun ne denli kârlı bir iş olduğunu, ABD’li hiç kimsenin burnu bile kanamadan nasıl bir savaş yönettiklerini gizlemeden söylemiş oluyor. Silah tekellerinin merkezi olan ABD’de savaş makinesi işlevi görüyor. Senatör; ABD’liler, “Biz yatırdığımız paranın karşılığını alıyoruz, müsterih olun” derken, ABD emperyalizminin, silah sektörünün, kanla beslenen egemenlerin temsilcisi olarak savaşların gerçek nedenlerini de izah etmiş oluyor.

SSCB’nin yıkılışının Gorbaçov tarafından ilanının ardından edilen sözlere bakacak olursak artık savaşlar olmayacaktı. Dünyaya barış egemen olacaktı. “Tek kutuplu dünya” insanlık için büyük büyük bir umut yaratıyordu. “Soğuk Savaş” dönemi bitmişti ve üstelik sosyalizm de artık dirilmemek üzere gömülmüştü. Savaşlar, silahlanma yarışı geride kalmıştı…

Ancak ’90’lı yılların başında Körfez Savaşı ile ne tür bir hesap içinde oldukları görüldü. Irak’ta 1 milyondan fazla insan yaşamından oldu. Ortadoğu hâlâ bir savaş alanı olmaya devam ediyor. Dünyanın dört bir yanında savaşlar, çatışmalar emperyalistlerin pazar ve hakimiyet kavgalarının sonucu olarak devam ediyor. Bölgesel güçler ezilen ve sömürülen halklar üzerinden kıyasıya bir savaş içindeler. Suriye’ye yönelik savaş ve bugün hâlâ devam eden sonuçları bunu açıkça gösteriyor. Önceki yıla göre 3.7 artışla 2022 yılında silahlanmaya 2 trilyon, 240 milyar dolar harcandı. Despotik iktidarlar daha da çoğaldı. Sınıfın, emekçilerin, ezilen halkların barış, demokratikleşme, ekonomik ve sosyal alandaki kazanımları gasbedilmeye devam ediyor. Sömürü daha da arttı. Yoksulluk, açlık, gelir dağılımındaki uçurum derinleşti. Irkçılık her geçen gün yayılıyor. Dünyanın dört bir yanındaki, yoksul halklar göz yollarında denizlerde boğuluyor, cesetler kıyılara vuruyor.

AKP iktidarı savaş ve şiddet politikalarında ısrar ediyor. Kürtlere yönelik baskı ve şiddet sürüyor. Aydınlar, gazeteciler, yazarlar, muhalifler hapishanelere dolduruluyor. Sömürü katmerleşerek sürüyor…

Silahlanmaya ve savaşa büyük paralar yatırılırken, emekçiler ve emekliler açlığa mahkum ediliyor. İşte bu berbat koşullarda dünyanın her tarafında barış sesleri, demokrasi ve özgürlük haykırışları da yükseliyor. Savaşa karşı olmak, diktatörlüklere, tek adam yönetimlerine, ırkçı, faşist yönetimlere karşı birleşmek, emek, barış ve demokrasi için mücadeleyi büyütmek tek yol olarak önümüzde duruyor.  

1 Eylül 1939 Hitler faşizminin Polonya’yı işgali ve II. Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın yıl dönümü. Hitler yenildi. Dünyanın dört bir yanındaki yeni Hitler bozuntularını yine yenebiliriz.

İnsanlığı sosyalizm ve barış mücadelesi kurtaracak…