DERİN YÜZYIL
Osmanlı İmparatorluğu yıkıldı sanılır! Bu sadece bir söylem ve algıdır! Osmanlı imparatorluğu hiç bir zaman yıkılmadı ve sadece üç kıtadaki topraklarını kaybetti, hepsi o kadar!
Cumhuriyet, diye anılan rejim de hiç bir zaman kurulmadı ve Osmanlı’dan gelen alışkanlıkları sadece çeşitli rötüşlerle ete, kemiğe büründürme çabasında bir Mustafa Kemal vardı ve zaten o imparatorluğun bir subayıydı!
Şimdi “ ne alaka “ dediğinizi duyar gibiyim!
Evet, çok alaka!
Osmanlı’nın Yavuz Sultan Selimden sonra Sünni İslam inancına nasıl sarıldığını iyi biliriz ve bu zamanla inançta bir Sünni Emevi anlayışı yerleştirdi ki hiç bir dönemde kimse buna dokunmaya cesaret edemedi!
Mustafa Kemal, “ Tekke ve zaviyeleri”
yasaklarken, devletin başına dokunulmaz bir yapı olan Diyaneti getirmekte tereddüt etmemiştir ve Kuran-ı Kerim’in tefsirinide Sünni-Hanefi mezhebi üzerine yaptırmıştır ki,
burada ırk olarak belirlenen Türklüğün yanına bir de Sünni islam inancı yerleştirilmiştir!
İşte dananın kuyruğunun koptuğu yer burasıdır ve bu Türkiye de büyük ötekiler doğurmuştur! Hem etnisite, hem de inanç anlamında ve devlet kendi seçeceğini böyle tercih etmiştir!
Diğerleri, bir tarafa itilirken; bir yandan da “ ya bizden olursunuz, ya da mevcut kadere razı olursunuz” gibi bir durum açıkça söylenmese de, tüm uygulamalara çıkan yol budur!
Bu durum yapılan darbelerle daha da sıkı bir kontrole evrilmiştir ve darbeler adeta eksikleri gidermek adına elinden geleni ardına koymamıştır!
Tarikat ve cemaatler en çok Kenan Evren darbesinde gün yüzüne çıkmış ve kendisi de dini terimler üzerinden yol almaya çalışmıştır!
Tüm bu yapıları ve devlet aklını korumak için de derin yapılar oluşturulmuştur ve bu derin yapılar her dönemde bu ülkenin baş ağrısı olmuştur, kimse hiç bir zaman dokunamadığı gibi, dokunan da yanmıştır!
Mumcu cinayetinde Ağarın söyledikleri tüm bu tezleri doğrulamaktadır!
“ Bir tuğla çekersek, devlet altında kalır” diye!
Sanırım devlet yüz yıllık bir derinliğin içinden bir türlü çıkamadı!
Çıkamayınca da ne siyaseti, ne hukuku, ne de adaleti hiç bir şeye benzemiyor!
Hasan ŞAHİN
