Cezaevlerinin boşaltılması tartışmalarının sürdüğü şu günlerde toplum bir kez daha AKP-MHP ittifakının adaletsiz, hukukçuların “düşman ceza hukuku” olarak tanımladıkları bir infaz yasa düzenlemesi tehlikesiyle karşı karşıya. Bu defa hapishaneleri boşaltacaklar.
Cezaevlerinin boşaltılması tartışmalarının sürdüğü şu günlerde toplum bir kez daha AKP-MHP ittifakının adaletsiz, hukukçuların “düşman ceza hukuku” olarak tanımladıkları bir infaz yasa düzenlemesi tehlikesiyle karşı karşıya.
Bu defa hapishaneleri boşaltacaklar. İnfaz yasası yoluyla bir af çıkaracaklar. AKP ile MHP’nin aylardır üzerinde çalıştıkları bir çalışmaydı. MHP’nin çok istediği, çok hevesli olduğu bu düzenlemeyi kendi hanesine puan kaydetmek için “uygun” zaman kollayan AKP düzenlemeyi koronavirüs vesilesiyle gündeme getirdi.
Dün TBMM Adalet Komisyonunda görüşülen bu düzenleme hiçbir uyarı ve eleştiriye aldırış edilmeden uygulanacak gibi…
Başta hırsızlar serbest kalacak, rüşvet alanlar, yağmacılar… mafyacılar. Sonra dolandırıcılık yapanlar, zimmetine para geçirenler ve akla gelebilecek ne denli kirli, çirkin yüz kızartıcı fiil varsa ona bulaşmış olanlar koronavirüse karşı mücadele kapsamında salıverilecek. Kadınların yoğun tepkileri sonucu kadına şiddet suçları hariç deseler de, kadın hukukçular bunların da geçici bir düzenleme ile tahliye edileceği ve bir göz boyama olduğu yönünde uyarıda bulunuyorlar.
Ancak bu yasa teklifine göre bir tweet atmış olan hapiste kalacak. Onların tehlikeli bir virüs gibi cezaevlerinde ve hatta yaşamlarını bile-isteye tehlikeye atarak kalabalık koğuşlarda tutulması sürdürülecek. Gazeteciler, yazarlar, siyasetçiler, avukatlar, muhalifler koronavirüsten daha tehlikeli görüldüğünden onların hapiste alıkonulmasında derin bir ittifak olduğu belli.12 Eylül zindancılarının uygulamalarıyla aynı zihniyet…
“Milletçe birlik beraberlik” sınırları belli bir şey yani…
Solcu, sosyalist, demokrat kim varsa hapiste kalacak. Hatta duruma bakılırsa bırakın içeridekilerin dışarı salınmasını; dışarıdakilerin de mümkün her yol ve yöntem bulunarak hapse atılması uygulamaları tam hız devam edebilir.
Hele HDP’li olanlar en tehlikelileri…
Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel, Figen Yüksekdağ, Nurhayat Altun, Aysel Tuğluk… Yüzlerce kadın tutsak var hapiste. Hasta, tedaviye muhtaç… Meclisin, partilerin ve belediyelerde erkek egemenliğini kırmanın bedelini çok ağır ödetiyorlar kadın siyasetçilere. Onlarca Belediye Eş Başkanı, eski milletvekili, partinin il, ilçe yöneticileri, binlerce parti üyesi… İdris Baluken, Abdullah Zeydan, Bekir Kaya ve diğerleri… Kürt muhalif siyasetçi olmak virüsten daha tehlikeli sayılmış olduğundan daha iki hafta önce Batman başta olmak üzere 8 il ve ilçe belediye eş başkanı görevinden alındı ve yerlerine kayyumlar atandı.
Selahattin Demirtaş’ı tahliye etmemek için AKP iktidarı ile yargı koordinasyonu göz yaşartıcı bir ahenkle devam ediyor. Yıllarca avukatlık, İHD yöneticiliği, BDP ve HDP Eş Genel Başkanlığı, milletvekilliği yapmış, cumhurbaşkanı adayı olmuş biri. Demirtaş hakkındaki AİHM’nin tahliye kararını etkisizleştirmek için propaganda suçlamasından yıldırım kararla hapiste tutmayı garanti etmek için rekor ceza ile mahkum edilip bu kez hükümlü olarak tutulurken, yargı paketi ile istinaf mahkemesi kararlarına temyiz yolunun açılması üzerine mecburen tahliye edilince, aniden HDP MYK’si hakkında yürütülen soruşturma dosyasına iliştirilerek bir tutuklama daha çıkarıldı. Oysa bu soruşturma dosyasından daha önce milletvekilliği nedeniyle tefrik edilerek dokunulmazlığının kaldırıldığını ve zaten yargılandığını açıkladı avukatları.
Benzer bir tutuklama-tahliye rallisini Osman Kavala yargılamasında da izledik.
Tahliye ettirmeyen ilahi, ettirmiyor işte.
AKP-MHP koalisyonunun Meclise getirdiği yeni infaz indirimi düzenlemesinde siyasi muhalefete aman yok. Mafya çeteleri, hırsızlar, kamu malını yağmalayanlar, dolandırıcılar, bir dizi adli suç için infaz indirimi var, ama siyasi muhalifler, gazeteciler, sanatçılar, aydınlar, siyasi davalarda savunmanlık yaptığı için hedefe konan avukatlar için infaz indirimi yok.
Yazı yazan, konuşan, gazete dağıtan, mitinge katılan, düşüncelerini söyleyen, mevcut düzeni eleştiren, hak, adalet, özgürlük isteyen bunun için herhangi bir çaba içinde bulunan zinhar tahliye edilmeyecek.
AKP-MHP iktidarının bu kapsamdaki tutsaklara kulakları ve vicdanı sağır.
Cezaevlerinde 460 ağır hasta varken, cumhurbaşkanı sadece Sivas Katliamı hükümlüsünü hastalık gerekçesiyle cezaevinden tahliye etti. Diğer tarafta türkü söyleyen Grup Yorum’un ölüm orucundaki üyeleri ölebilir de… Ellerine silah almamış, bir tek kişiyi öldürmemişler, muhalif şarkılar söylemek bütün suçları. Helin Bölek 288 günlük açlığıyla sesini duyurmak istedi, duyan olmadı ve dün yaşama gözlerini yumdu.