KÖRLÜK

“Yokluğun gözü kör olsun” ihtiyaç duyulan şeyin yokluğunu anlatmak için biz fakirler ve orta hallilerin sıkça kullandığı bir deyim. Şu birkaç yıldır çektiğimiz yokluğun haddi hesabı yok. Kelimenin tam anlamıyla fakru zaruret içindeyiz. İleri derecede akıl, izan, vicdan ve kültürel yoksulluğumuz bugün bizleri her türlü ahlaksızlığı, ağır cehaleti ve gayri insani her türlü muameleyi sineye çekmeye mecbur kılıyor.

Evet, karınlar doydu ama yeterli ve dengeli beslenmedik, ne ekonomik ne kültürel(tek din ve popüler kültür hariç) ne de eğitim anlamında asla sağlıklı beslenemedik. Ahlâk kültürünü de dine endeksleyince sağlıklı bir toplumun besin öğeleri sayılan bu alanlarda gerektiği kadar beslenip enerji üretemedik. Hâl böyle olunca yokluğun ve yoksulun gözü hep kör kaldı.

O yüzden yoksulluk ve zenginlik; her ikisi de insani değerleri deforme eden, doğaya ve çevresine karşı sorumsuz, duyarsız ve yağmacı bir yaratığa dönüştürebiliyor.

Köyüne, ormanına açılan taş ve maden ocaklarına sessiz kalıp iş imkânı gözüyle bakan yoksul, doğaya ve çevresine karşı sorumsuz ve duyarsızdır. Tarım arazileri, doğal sit alanları ve bahçelere dökülen betonları, asfalt yolu, her derenin –ırmağın önüne yapılan HES’leri hizmet ve gelişmişlik olarak gören yoksul; yağmacı ve talancı anlayıştadır. Fakirliğine nasıl şükretmesi gerektiğini anlatan tarikat ve cemaatlere koşarak gidip şeyhlerini zenginleştiren, oyunu istemeye süper lüks arabalarla gelenleri baş tacı eden, yönetenlerin zenginlik ve lüks içindeki hayatlarını sorgulamayan, yoksul değil kördür!

Savaş ve çatışma gündemleriyle partilerin oy oranlarının değiştiği, partilerin bunlarla birbirlerini sıkıştırıp tabanlarıyla oynamaları artık alışkın olduğumuz haberler. Savaşın ve çatışmanın doğasına, canına ve geleceğine yıkım ve ölüm olduğunu göremeyen; milliyet, din, mezhep, kimlik söylemlerinin cebini ve boş tenceresini doldurmağını hâlâ anlamayan, göremeyen kör değildir de nedir?

Sanat ve sanatçıya yasaklar koyup hedef göstererek, ahlâk dersi vermeye çalışanların hedef kitlesi elbette ki körlerdir.

Bugünlerde yine sınır ötesi operasyonlar gündemde. Kürd’e, Alevi’ye, Ermeni’ye bilcümle ötekilere her vurdukça çıkan ”ah” sesine kulaklarını tıkayan körlerler, sağırlarla birbirlerini ağırlamaya devam edecek gibi görünüyor…

Son bir söz… Dün ana muhalefet liderinin Van’da yaptığı konuşmada, “…Oyunuzun değeri olsun istiyorsanız, o zaman bize katılacaksınız! ...” cümlesini sanırım hepten kör ve sağırlara, oyunu el yordamıyla atanlara söyledi.