SİYASETİN ÇIKMAZ SOKAĞI
Rayından çıkmış bir siyaset arenasındayız. Gladyatörlerin kılıçları kınından sıyrılmış, her şey rakibi öldürmek üzerine kurgulanmış ve kral katillerden birini kahraman ilan edecek, ölen, sevinç naraları arasında ayaklarından sürüklenerek bir çukura atılacak!
Şu an ki siyasi anlayışın bundan farkı yok; sadece kralın öldürme anlayışı çağın yorumuna benzetiliyor, hepsi o kadar!
Kürt’ler olmadan bir seçimi kazanma şanslarının olmadığını bilen iki siyasi anlayış ( ki, tek anlayıştır; sadece ortada aynı kapıya çıkan iki farklı görünüm vardır) biri birine yoklama çekmekle meşgul!
Muhalefet olanı bu ülkenin en büyük meselesi olan “ Kürt sorununu “ nasıl çözeceğine dair en ufak sözcükten kaçarken, iktidar olduğunda bu sorunla nasıl yürüyeceğini de söylemiyor!
İktidara gelince; günü birlik HDP operasyonları ile neyi amaçladığını çok iyi tahmin edebiliyoruz ama birileri bunlara bunun çıkar yol olmadığını nedense anlatmıyor!
Altı milyon oyu olan ve bu konuda net bir bilinç taşıyan HDP seçmenini bu yolla dize getirileceğini düşünmek, siyasi akıl fukaralığından öte bir şey değildir!
Korkudan, sindirmeden, hukuk dışı yöntemlerden medet ummak bu çağın kaldırabileceği bir durum değildir ve bu durum çok iyi bilinsin ki daha çok bilenmeye yol açar ve giderek bir duygusal boşluğa da neden olur?
Binlerce insanı cezaevlerine atılmış, seçtikleri görevinden alınarak, yerine anti demokratik kayyumlar atanmış ve Eş Genel Başkanları tutuklu durumdayken, kimden, hangi yüzle oy, ya da itiffak isteyeceksiniz?
Unutmayın; Kürt’ler alışıktır, kaybederlerse, kaybetmiş olamazlar!
Ya sizin, bu krala kan taşıma arzunuz?
Unutmayın, kanın çoğaldığı yerde en çok katiller kazanır ve herkes katilden yana olmak için amansız bir yarışa düşer ki, kimse dönüp döktüğü kanı toplayarak bir cana nefes vermez!
İşte bundandır ki yüz yıllık tarihinde hiç bir zaman lider yaratamamış bir ülkenin sancıları hepimizi boğuyor!
Lider, çözüm arayan, sorunun derinine inendir ve bunları bertaraf ederek halkına mutluluk ve huzur taşıyandır!
Şimdi size sırayım ve bana yüz yıllık Cumhuriyette gün yüzü gördüğünü bir zaman aralığı gösterin?
Kan, ölüm, kaos ve dahası ömrü dış tefecilere borç ödemekle geçmiş bir halkın üstüne üstlük “ vatan, vatan “ dedirtilerek mankurtlaştırıldığı bir arena!
Keşke olsa!
Ufukta hiç bir ışık görünmüyor ve nereye dönsen, eli kılıçlı gladyatörler!
Olsun!
Biz eksiksiz bir orta doğu toplumuyuz ve kılıç en çok bizim boynumuza yakışır!