TEŞVİKLER
Bu işin mimarı Turgut Özal’dır! Kendisi kapitalist sistemin sömürü alanlarını çok iyi biliyordu!
Ona göre asl olan paraydı ve nerden nasıl gelmesi hiç önemli değildi!
“Benim memurum işini bilir” diyerek devlet çarkının rüşvetsiz dönmeyeceğini açık ve net ifade etmişti!
Serbest piyasa ekonomisinin ne demek olduğunu bize anlatana kadar çok hendeğe deve atlattı ve biz bunu ancak Genelev patroniçesi Manukyan peş peşe vergi rekortmeni olunca anladık!
Tabi bu serbestlik sonradan Manukyanın işlerini de bozdu, o çok ayrı bir konu!
Rahmetlinin durup, duracağı yoktu, dövizin serbest olmasından tutun Amerikan şirketlerinin ürettiği sigaralara kadar her şey ganiydi!
“Anayasayı bir sefer delmekten bir şey olmaz” dedi ve şu an o bir seferlikten dolayı anayasa kevgire döndüyse, rahmetlinin eseridir!
Sonra anladık ki çok şeyin olması için ilk adım bir seferdir ve gerisi Şam’da tatlı!
KDV, zaten başlı başına bir buluştu ve bu icattan yandaş uyanıklar dünyanın vurgununu vurmuşlardı!
Bütçe her açık verdiğinde, zam, vergi, faiz, ne varsa orta sınıfın tepesine biniyordu ama bu sınıf rahmetliyi yakalayıp resim çektirme derdindeydi!
Sonra daha da illeri giderek bu ülkeyi dijital çağla buluşturdu ki artık evlere şenlik!
Hazır bir nimet elimizin altındaydı ve biz en çok aç olduğumuz konularda bu aletlere yüklendik ve dünyada en çok porno siteleri arayanlar listesinde en üst sıraya yükseldik!
Sıra gariban Anadolu halkının kalkınmasına gelmişti!
Bir teşvik yasası çıkardı ve dosyayı hazırlayan bankalara koştu!
Ülkenin dört bir yanı çakma priket duvarlarla çevrildi ve fabrika denilerek hazineden tomar, tomar parayı yandaş yam yamlar alıp sahillerde yabancı kadınlarla yiyip, üzerine bir de güzel soğuk su içtiler!
Mesela çok iyi tanıdığım biri, üstelik milletvekili olmuştu ve tuğla fabrikası yaptım diyerek dünya parayı cebe indirmişti ve inceleme emri verildiğinde, müfettişlerin gittiği sahada bırakın fabrikayı bir tek tuğla yoktu ve beyefendiye sorduklarında; “ burası heyelan bölgesi, uzun zamandır uğramamıştım, demekki fabrikayı heyelan yutmuş” diyerek bir şeylerin gerçekten tutulduğunu samimice itiraf etmişti!
İşin ilginç yanı bunların hepsi müthiş vatan severdi!
Nereye geleceğim?
Geçenlerde bir arkadaş “ gel beraber koyun alalım ve sizin yayla uygun, kiralarız, köşeyi döneriz” dedi!
Ben oldum olası bu “ köşe dönme işlerine” direkt atlarım!
Önce bir bakayım diye “ teşvik” denilen paketi inceledim!
Kısa keseyim, bu işe fakir, fukara ve işi çok iyi bilen birinin girip yapması mümkün değil!
Bir kere zengin olacaksın ve tüm alt yapıyı cebinden yapacaksın, sonra belgeleri alıp gideceksin ve adam senin şöyle bir yüzüne bakacak!
Zenginsin ya!
Mesele tamamdır ve o parayı alırsın ama bir türlü koyun bulup yaylaya dalamazsın!
Sonra et, saman bilmem ne, hepsi dışarıdan ithal!
Olsun canım, bizim vatanseverin cebi para dolu!
Yerli kara ineğin peynirini mi yiyecek?
Tabi ki hayır!
Hollanda’nın gravier peyniri ne güne duruyor?