TÜRBÜLANS
Başlık, bir havacılık terimidir ve daha çok boşluğa savrulup sarsılan uçaklarla ilgilidir!
O anda kokpitteki pilotun ruh halini göremezsiniz ve içinizdeki çaresizlik bir Tanrı’ya yönelir, belli bir irtifa kaybından sonra tehlike geçer ve herkes bir anda Tanrı’sını yedeğe çeker, işe bir iki dua sos edilir hepsi o kadar!
İnsan, yeryüzünde vücut bulunca binlerce yıl korkularından Tanrı’lar yarattı ve bu manevi sığınmayla biri birine karşı davranışlarını da sorumluluk çizgisine çekti; dahası kendine totem ve tabular yaratarak, Tanrı’sının elini de güçlendirdi.
Bir çok yasak ve ahlak kuralı Tanrı’nın onlara değil, onların Tanrı’ya sunumuydu ve bunlara uymak onlar için bir Tanrı isteğiydi!
Tek Tanrılı dinlere kadar, yetmiş bin yıllık bir serüvenden geçerek bu güne gelmişiz ve semavi dinlerin dört kitaba kavuşması sadece iki bin yıllık bir serüvendir; ötesi sadece söylem ve doğa olaylarından Tanrı’lar yaratmaktır!
Mısırlı’ların en büyük Tanrısı RA ( güneştir ) büyük doğa gücüdür ve her akşam battıktan sonra karanlığı kovup, yeniden doğan güçlü Tanrı’dır!
Nesnel görünen somuttan, bir soyuta nasıl gelindi tabi ki uzun bir hikaye ve burada anlatabilmemizin olanağı yoktur ama şunu demek doğru olur; modern insan sadece görünmez bir Tanrı yaratmadı, kendisine bir cennet, cehennem de yarattı ve o cennetin başına “ devlet “ denilen bir sistemi oturtarak, kendisini de onun insafında ki cehenneme yuvarladı!
Evet, devlet denilen yapı kendi iç cennetidir!
Hiç bir suçta bedel ödemeyen ve gerektiğinde hukuksuzlukla kontrolsüzlük hakkını kendinde gören bir tüzel kişiliktir!
Militarist gücü vardır, silahı vardır ve ekonomide vatandaşın zarar etmeyen ortağıdır ki, işte size somut bir Tanrı!
Çünkü hapisaneleri vardır, öldürdükleri, astığı, kestikleri vardır; bu konuda sorgusuz, sualsizdir!
Peki, düştüğümüz bu türbülansta çok sesli bir panikte olduğumuzun farkında mıyız?
Birileri kaptan pilotun kulağına sadece irtifa kaybetmediğimizi, yolcular arasındaki velvelecilerin yolcuların aklını karıştırıp uçağın dengesini bozarak düşmesine sebep olacağını söylemiyor mu?
Sanırım kaptan uçak değil, tren kullandığını ve ayaklarının yerde olduğunu sanıyor!
İşte asıl tehlike budur!
Nerede olduğunu bilmemek..!
Hasan ŞAHİN