Gezi direnişinin yargı sürecine tabi tutulması garabettir, akıl tutulmasıdır, baskı ve şiddet dozunun arttırılmasıdır. Her insan için meşru ve legal bir haktı.

UTANCA KARŞI YÜREKLİCE MÜCADELE EDENLERE SELAM OLSUN

Gezi;

·        Ayrımsız tüm Türkiye halklarına siyasal iktidarın uyguladığı baskı ve şiddete karşı bir halk hareketiydi.

·        Ayrımsız tüm Türkiye halklarının işsizliğe, yokluğa, yoksulluğa karşı bir direnişiydi.

·        Ayrımsız tüm Türkiye halklarının yolsuzluğa, hırsızlığa karşı bir başkaldırışıydı.

·        Ayrımsız tüm Türkiye halklarının ihtiyacı olan barışa, kardeşliğe verilen ses ve uzatılan bir el idi.

·        Ayrımsız tüm Türkiye halklarının ormanlarına, derelerine, limanlarına sahip çıkma hareketiydi.

·        Ayrımsız tüm Türkiye halklarının ranta, talana, yalana karşı bir halk dayanışmasıydı.

·        Ayrımsız tüm Türkiye halklarının hak, hukuk, adalet mücadelesiydi.

·        Ayrımsız tüm Türkiye halklarının inançlarına, değerlerine, iradelerine sahip çıkma direnişiydi.

·        Ayrımsız tüm Türkiye halklarının savaşa, sömürüye, emperyalizme karşı bir haykırışıydı.

·        Ayrımsız tüm Türkiye halklarının FETO ve AKP’nin anti demokratik uygulamalarına karşı bir duruşuydu.

·        Ayrımsız tüm Türkiye halklarının darbe ve darbe girişimlerine karşı demokratik Türkiye özlemiydi.

·        Ayrımsız tüm Türkiye halklarının utanç duyduğu Malatya, Maraş, Sivas, Çorum katliamlarını lanetleme ve protesto etme eylemleriydi.

·        Ayrımsız tüm Türkiye halklarının insanca yaşama taleplerinin karşılanması için verilen mücadelenin ortak adıydı.

·        Ayrımsız tüm Türkiye halklarının kadın ve çocuk cinayetlerine karşı seslerinin yükselmesiydi.

·        Ayrımsız tüm Türkiye halklarının eğitim, sağlık, barınma hakkı için direnen milyonların haykırışıydı.

·        Ayrımsız tüm Türkiye halklarının verdikleri birleşik mücadelenin ortak adıydı.

Gezi direnişinin yargı sürecine tabi tutulması garabettir, akıl tutulmasıdır, baskı ve şiddet dozunun arttırılmasıdır. Gezi, Gezi direnişine katılan her bir yurttaş için meşru ve legal bir haktı. Bu bağlamda Gezi direnişi, demokratik bir zeminde, hukuk normlarına ve ahlaki değerlere uygun barışçıl bir şekilde sürdürülmüştür. Siyasal iktidar sahipleri, işledikleri suçları perdelemek için, Anayasayı ve uluslararası sözleşmeleri yok saymış, devletin bütün zor aygıtlarını Gezi direnişine katılanlara karşı acımasızca kullanarak onlarca insanın ölümüne neden olmuşlardır. Gezi’nin maniple ve terörize edilmesi, katılımcıların yargılanması ile insan hak ve özgürlükleri, evrensel hukuk ve hukukun temel ilkeleri yok sayılmış ve ayaklar altına alınmıştır.

Yargı organlarının kuşatıldığı, Anayasa’nın hiçbir hükmünün kalmadığı, cemaat ve tarikatların devletin bütün organlarında söz ve karar sahibi oldukları, Cumhuriyet ve Cumhuriyetin bütün değerlerini yok sayan yaklaşımlarını hep birlikte görüyor ve yaşıyoruz.

Gezi direnişine katılan milyonlarca insan gibi, demokratik ve legal haklarını kullanan; Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Ethem Sarısülük, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Berkin Elvan, Burak Can Karamanoğlu, Mehmet İstif ve Elif Çermik öldürülmüş ve Gezi Şehitleri olarak mücadele tarihine altın harflerle isimlerini yazdırmışlardır. Demokrasi özlemiyle yaşayanlar, Berkin’in ekmeğini kana bulayanları asla unutmayacak ve asla affetmeyecektir. Gezi şehitlerini saygı ve sevgiyle yad ediyorum.

Faşizan uygulamalarıyla toplumsal muhalefeti sindirmek ve teslim almak isteyen siyasal iktidar Gezi sürecinde, Gezi’nin taleplerini gündemlerine alan, Gezi’ye ilişkin kare ve görüntülerine yer veren gazete, radyo ve televizyonlar kapatılarak cezalandırılmış, penguen belgeseli gösteren televizyonlar ise ödüllendirerek ihya edilmişlerdir. Hakeza Gezi direnişini olumlayan, Gezi direnişi öncesi ve sonrası yargı sürecine katkı koyan bilim insanları, gazeteciler, hukukçular yıllardır hukuksuz bir şekilde yargılanmaktadır. İki gün önce siyasal iktidarın yargıya olan müdahalesiyle, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi Parkı davasında, Osman Kavala'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis ile Türkiye İşçi Partisinden (TİP) milletvekili seçilen Can Atalay, Tayfun Kahraman, Mine Özerden ve Çiğdem Mater Utku'ya verilen 18'er yıl hapis cezalarını onamıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti 85 milyon nüfuslu bir ülkedir. Yapılan her yanlış uygulama telafisi olmayan sonuçlar doğurabiliyor. “Tam bağımsız Türkiye” şiarıyla yola çıkan 6. Filoya defol diyen gençlerimiz “vatan haini” olarak idam edildi. Seçilmiş başbakan “vatan haini”  idam edildi. Bir dönemin Genel Kurmay Başkanı “vatan haini” olarak yargılandı. Bugün de aynı şekilde Gezi’ye katılanlar “vatan haini” olarak yargılanıyor. HDP’nin önceki dönem Eş Genel Başkanları yıllardır tutuklu, Seçilmiş Belediye Başkanları tutuklu. Kişi veya kişilerin insan hak ve özgürlüklerine ilişkin, ifade özgürlüğü kapsamında yaptıkları bütün değerlendirmeler o insanların  “vatan haini” yaftalamasına ve yargılanarak cezalandırılmasına neden olmaktadır. Bu durum, ülkem adına bir utançtır. Utanca karşı yüreklice mücadele edenlere selam olsun.

Sevgi ile kalın.

Ahmet KARAGÖZ

ÇANKAYA / 01.10.2023